Aynada dış görünüşümü süzerken hiç ben gibi hissetmiyordum. Giydiğim şort o kadar kısaydı ki popomu zor kapatıyordu. Üstüme giydiğim transparan şey, adı her neyse, hiçbir şekilde vücudumu kapatmıyordu. Çıplak olmadığıma kendimi ikna edebilmem bu kıyafetlerle çok zordu anlayacağınız.
Her ne kadar saçlarımı bağlamak istesem de biraz olsun beni saklayabileceklerini düşünüp omuzlarımdan aşağı dökülmelerine izin verdim. Kapım yavaşça tıklatıldığında dikkatimi zorlayarak o tarafa verdim.
"Hazır mısın?"
"Hayır?"
Beni şöyle bir süzdükten sonra gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdı.
"Çıplak gitsem daha az dikkat çekerim Jongin."
"Orası yeterince karanlık olacak."
"Bu bana nedense hiç güven vermedi."
Homurdanarak konuştuğumda şikayetlerimi önemsemeden belimden itekleyerek dışarı çıkmamı sağladı. Ona ayak uydurup gizlice sıvıştığımızda arabayı çoktan çalıştırdığını fark ettim. Sessizce yan koltuğa yerleştim. Uzattığı battaniyeyle biraz olsun vücudumu kapatabileceğim gerçeği içimi rahatlattı.
Kısa bir yolculuğun ardından mekana yaklaştığımızda beklenilmedik bir şekilde gergindim. Sürekli hareket eden bacağıma elini yerleştirip beni durdurdu.
"Sıklıkla yaptığın bir şey. Rahat ol."
"Evet, her gün orospu taklidi yaparım."
Gözlerimi devirip arabadan indiğimde peşimden geldi. Bana uzattığı kulaklığı takıp girişi inceledim. "İçeri seninle geleceğim. Kalemi aldıktan sonra bir şekilde bana ulaştır."
"Sonrasında?"
"Mekandan hemen sıvışmam lazım. İkimizin de ortadan kaybolduğunu fark etmemeleri iyi olur. O yüzden alış veriş bittikten sonra tek başınasın."
Başımla onaylayıp içeri girmek için hareketlendim. Bu ayakkabıların üzerinde durmak yeterince zor değilmiş gibi bir de götümü sallayarak yürümem gerekiyordu!
İçeri girerken Jongin' in hemen arakamda olduğunu hissediyordum. Yüzüme güzel olduğunu düşündüğüm bir gülümseme yerleştirip barmenden içecek bir şeyler istedim. Mekana şöyle bir göz gezdirdikten sonra Jongin' in bana verdiği bilgilere uyan üç adam vardı. Aralarında seçim yapmak için biraz daha beklemekte karar kıldım.
Tahminlerimdeki süre içlerinden birinin ceketinin iç kısımlarındaki kalemi fark etmemle sona erdi. Güzel...
Gece tahminimden erken sonlanacaktı. Jongin' in nerede olduğuna baktıktan sonra harekete geçtim. Elimde artık ısınmaya başlamış bardağımı da benimle alıp yanlarına doğru yaklaştım. Bakışları hemen bana kaydığında gülümsedim. Bu hareketime karşı gösterdiği tepkiyi göz ardı etmek ise bir hayli zor olmuştu.
Son kez Jongin' i kontrol etmek için kafamı çevirdiğimde kocaman bir çığlık atmak istedim. Şansımı sikeyim!
Baekhyun, Chanyeol ve tahminimce birkaç arkadaşı içeri girmiş oturacak bir yer arıyorlardı sanırım. Bakışlarım hemen Jongin' i buldu. Neyi kastettiğimi anladığında bilmediğini belirtmek için omuz silkti. Hemen ardından da şapkasını indirip kalabalığın arasına karıştı. Onun yerinde olmak istedim...
Bu işi ne kadar çabuk bitirirsem o kadar iyi olur düşüncesiyle harekete geçecektim ki belime birinin kolları doladı. "O elini g-"
Hışımla döndüğümde aradığım kişinin ayağıma gelmesi beni sevindirmişti. "Bakışlarının başkaları üzerine kaymasından hoşlanmadım güzelim. Bana iş attığını düşünmüştüm."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Darkness | Byun Baekhyun
FanfictionGeceye değil gün doğumuna bir şarkı mırıldandı benim için. Unutulsun istemedim sesi, bende kapadım gözlerimi. Sesiyle bana eşlik ederkense gök gürledi. Sesini gölgeleyen çığlık önce onu susturdu sonra da bana unutturdu...