-Chapter 31-

194 30 31
                                    

"Ne?"

"Bir şey gördün mü Amara?"

Bulunduğumuz konum yüzünden git gide rahatsız olmaya başlamıştım. O yüzden ona cevap vermek yerine boşta olan elimle gözlerimin üzerindeki elini çekmeye çalıştım. Ama bu bana görüş imkanı sağlamak yerine suratımda uyguladığı basıncın artmasına sebep oldu.

"Biraz daha yüklenirsen burada öleceğim Amara! Çekilin üstümden be!"

Sehun bir anda kalkmaya çalışınca dengemi kaybedip düşecektim ki Baekhyun beni kendine çekti. O sırada da elimde çırpınan kedi büyük bir ciyaklamayla kaçtı.

Oluşan yeni kargaşa biraz daha sinirlerimi bozarken yeniden gözlerimi kapatan ellerini çekiştirdim. "Ne saklıyor da görmemem gerekiyor ya!"

Sehun sonunda yattığı yerden kalkmış olmalıydı. Çünkü dizimin altında oluşan yeni boşlukla Baekhyun olmasa öne doğru düşecektim. Sağ olsun beni nasıl yaptıysa kendine doğru çevirmiş sonra da göğsüne çekmişti. Burnum sert bir şekilde ona çarpınca ufak bir sızı oradan beynime doğru yayıldı. Ufak bir inleme kaçtı ağzımdan. Ama kimse o sırada beni önemsiyor gibi durmuyordu. Baekhyun Sehun'a bir şeyler için kızıyordu: "Git üstünü giyin artık! Bak hala oyalanıyor! Sehun!"

Tiz sesi yüzünden suratımı buruşturup alttan alttan ona baktım. Sonunda dikkatini çekebilmiş olmalıydım ki başını eğip suratıma bakabilme zahmetinde bulundu. Bir elimle burnumu tuttuğumu fark edince kaşları ilgiyle havalandı: "İyi misin? Sert mi çektim?"

"Hiç bir şey hissetmemiş olamazsan. Benim bile beynim sallandı burada!" Yalandan öfkem onu mahcup etmiş hala burnumu tuttuğum elimin üzerine kapatmıştı elini. "Bakayım."

"Gerek yok! Sehun'un mahrem yerlerini kapatabildiyseniz ben gitmek istiyorum. Ayrıca ne var birazcık görseydim. Ne olurdu yani. Çok mu değerli."

Söylenerek içeriye doğru yürürken Baekhyun'un şaşkın bakışlarını görmezden geliyordum. Uzun koridorda yürürken Chanyeol'ün hala bu karmaşaya rağmen uyanmadığını görünce aklımdan geçen hain planlarla sırıttım. Tam odaya dalacaktım ki bu sefer beni durduran Jongin oldu: "Ne yapıyorsun?"

"Chanyeol'ü uyandıracaktım?" Kaşlarımı sabırsızca kaldırdım.

"Az önce olan şeyden ders çıkarttığın o andayız güzelim. İnsanlar uygunsuz bir durumda olabilir. Kapıyı tıklatman gerekiyor." Ukalaca yaptığı konuşmaya gözlerimi devirdim.

"İçine Minseok mu kaçtı senin? Hem bir şey olmaz bizim Chanyeol ile gizlimiz saklımız yok çok şükür. Ayrıca seninkini de az görmedim şimdi. Sendeki neyse onda da aynısından var."

Elimi havaya kaldırıp dokunmadan vücudunun üzerinde gezdirdim. İrileşen gözleriyle elime vurduğunda ise kahkaha atıp odaya daldım. Chanyeol gayet masum bir şekilde yatağana boylu boyunca uzanmış yüz üstü yatıyordu. "Gördün mü bak hiç de uygunsuz değil."

Jongin'e yanıt olarak konuşurken kapıya döndüğümde ev ahalisinin beni izlediğini fark ettim. Çıkarttığımız seslerden dolayı çok eğlendiğimizi düşünmüş, eğlenceye katılmak için gelmişlerdi anlaşılan. Önüme dönüp mışıl mışıl uyuyan Yeol'e baktım. Onu nasıl uyandırmalıydım ki?

Yataktan sarkan bacağından çekebilir ya da kenarda duran şişedeki suyu üzerine boşaltabilirdim. Tüm bunları boş verip koşup üstüne atladım. "YEOLLİE! UYAN ARTIK! SABAH OLDUUU!" Çığlığı andıran sesim ondan çıkan inlemeyle karıştı ve ortalık kahkaha seline boğuldu.

Hemen peşine Chanyeol ile yatakta girdiğimiz küçük çaplı boğuşma boynumu koluyla sarıp sıkıştırınca son buldu. Saçlarım yüzümü kapattığı için her soluk almaya çalıştığımda suratıma yapışıyor bu yüzden de işimi zorlaştırıyordu. Bir iki kere beni tutan koluna vurup "Y-yeter. Tamam, bırak!" diye söylendim. "Bir daha yapacak mısın?" diye gereksiz bir soru yönelttiğinde cevap dahi vermedim. Bu yüzden tutuşunu daha da sıkılaştırıp bedenimi aşağı biraz daha eğdi. Dudaklarımdan bir inleme döküldüğünde yüzümü kontrol edebilmek için saçlarımı diğer eliyle kenara itekledi. Kafamı olabildiğince kaldırıp sırıttım. O da aynı şekilde bana bakıyordu.

Darkness | Byun BaekhyunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin