Ona seslendikten sonra kendimi zorlukla yatakta geriye itekledim. O sırada kapı yavaşça aralandı ve emin olmak ister gibi önce kafasını araladığı kapıdan içeri uzattı. Giyinmiş halimi gördüğünde gülümsemiş bense ona yanıt olarak sadece göz devirmiştim.
"Giyinmişsin."
"Amacımızın bu olduğunu sanıyordum?" Tek kaşımı kaldırıp ona baktığımda yüzündeki gülümseme dağıldı. Bunu önemsemeden rahat yatağa biraz daha yayıldım.
Yanıma yaklaşıp başımda dikildi. Gözlerimi kapatarak onu görmezden gelecektim ama bakışları o kadar keskindi ki rahatsız olmaya başlamıştım.
"Ne var? Bana yeterince eziyet ettiğini düşünmüyor musun?"
Cevap vermek yerine gözlerimi açmam için kolumu dürtükledi ama ona istediğini vermedim.
"Jongin'i arayıp gelirken senin için giyecek bir şeyler getirmesini iste."
"Bunu neden yapayım? Sen verdin ya işte."
"V-verdim ama... İç çamaşırına ihtiyacın var. Tişörtünü ıslatmış."
Gözlerimi hafifçe aralayıp bahsettiği şeye baktım. Haklıydı. Tişörtün göğüs kısmı ıslanmaya başlamıştı. Yine ve yine önemsemedim. "Bir şey olmaz."
"En azından bana ver numarasını. Senin için onunla ben konuşurum."
"Benim için bir şey yapmak istiyorsan beni rahat bırakmaya ne dersin?"
"İstediğim şeyi verdikten hemen sonra seni rahat bırakacağım."
"Telefonumun nerede olduğunu bilmiyorum. Chanyeol'ü ara ve ondan iste."
Beni başıyla onaylayıp kapıya doğru yürüdü. Yalnız kalacağımı düşündüğüm bir anda ise kapıyı kapatmış hemen yanındaki havayı nemlendirmeye yarayan aleti çalıştırmıştı. Adımlarını bana doğru çevirip yatağın diğer tarafına geçti ve oturdu. Şaşkınca ona baktım. "Ne var?"
"Ne yapıyorsun?"
"Yatağıma uzanıyorum."
Yaslandığı yerden biraz daha aşağı kayıp ellerini başının altında birleştirdi.
"Bu evde başka yatak yok mu? Gitsene."
"Benim bir tane yatağım var."
"Güzel. Ben gidiyorum o zaman. Senin olmayan bir taneye..."
Kalkmak için hamle yaptığımda kolumdan tutup geri çekti. Derince bir iç çektim. Bu çocuk benden ne istiyordu Tanrı aşkına!
"Rahatça uyu işte. Arada bir seni kontrol etmem gerekiyor."
Daha fazla uzatmak istemediğim için sırtımı ona dönüp başımın altındaki yastığı biraz daha kavradım. Bedenimi ısıtmak için bacaklarımı kendime çektim. Vücudum hala titriyordu.
Göz kapaklarım hemen ağırlaşmış uyku beni kendine doğru çekmeye başlamıştı. Soluklarım gitgide yavaşlarken üzerime hafif bir kumaş örtüldü. Tenime değen yumuşak doku sayesinde bedenimin artık titremediğini fark ettim. Hoşnut bir kaç mırıltı bıraktım.
Alnımı kapatan saçlarım nazikçe geri itildi. Birinin nefesi yakınımdaydı.
Uykuya tamamen gömülmeden önce Baekhyun'un fısıltısını duydum.
"Ben seninle ne yapacağım..."
***
Sonradan üzerime bırakılmış yorgan kat be kat ağırlaşmış beni sanki yatağa çivilemiş gibi hissediyordum. Zorlukla tek kolumu yorganın altından çıkarıp boynuma yapışan saçları iteledim. Gözlerimi hafifçe araladığımda odada yalnız olduğumu fark ettim. Bu durumu daha fazla sorgulamadan aylar sonra çektiğim huzurlu uykuya devam edecektim ki odanın kapısı açılmış içeri birileri girmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Darkness | Byun Baekhyun
FanfictionGeceye değil gün doğumuna bir şarkı mırıldandı benim için. Unutulsun istemedim sesi, bende kapadım gözlerimi. Sesiyle bana eşlik ederkense gök gürledi. Sesini gölgeleyen çığlık önce onu susturdu sonra da bana unutturdu...