Ağrı Molası

962 42 6
                                    

Bölüm ve hikayenin gidişi hakkında yorumlarınızı bekliyorum. Sevdiğiniz ve sevmediğiniz karakterlerin kimler olduğunu da merak ediyorum. Hikaye nasıl gitsin istersiniz?

Hande

Meris'in nefes alışverişi derinleşince uyuduğunu anlamıştım. Zehra'nın dediğine göre gece ağrısı yüzünden uyanıyordu, eğer uyanırsa fark etmeliydim. Ben de çokça bacak sakatlığı yaşamıştım ve ağrısı dayanılmaz boyutlarda olabiliyordu, üstelik geçmiş sakatlığı yüzünden Meris'in canının daha fazla yandığında emindim. Düşünmeye başladım. Meris'i, bu kadar kısa sürede hayatımın merkezine yerleşmesini, onu bu kadar önemsememi... Bu liste daha da uzardı ama bunları düşünmenin bir anlamı olmadığını düşündüm sonra. Ne kadar yeni tanımış olursam olayım Meris'ten ve onunla olmaktan hoşlanıyordum, beraber vakit geçirmeyi ve onun hayatımda olmasını istiyordum. Ondan kaçmayacaktım, kaçamazdım zaten. Meris'e güvenmeyi öğrenmem gerekiyordu. Biraz geri çekilip yüzüne bakmayı istemiştim ama bana hala sımsıkı sarılıyordu, kıpırdayıp rahatını bozmak istemedim ve ona daha da yaklaşıp uyanırsa fark etmeyi dileyerek gözlerimi kapattım.

Yanımdaki hareketlilikle uyandım, ne olduğuna anlam vermeye çalışırken Meris'in uyandığını anladım. Gözlerimi açtığımda eliyle dizini tutmuş bacağını sallıyordu. Doğrulup ona baktım, yüzünden canının ne kadar yandığı belliydi ama ona baktığımı fark eder etmez gülümsemeye başlamıştı.

Meris: Özür dilerim, uyandırdım mı?

Hande: Ne özrü Meris, uyandığın an uyandırsaydın hatta keşke. Çok mu acıyor canın?

Meris: Uykunun ağır olduğunu bildiğim için biraz rahat hareket etmiştim. Çok ağrımıyor merak etme. Uyu hadi bölme uykunu.

Hande: Tamam diyip uyumamı beklemiyorsun herhalde? Ne yapacağımı da bilmiyorum ki? Ne yapabilirim senin için?

Meris: Biraz kalkıp kafamı bir şeylerle meşgul edeceğim güzelim. Hafifleyince geri gelirim yanına. Hadi uyu sen lütfen.

Hande: Hayır kalkamazsın

Meris: Sebep?

Hande: Zaten çok yüklendiğin için bu kadar ağrıyor Meris, daha fazla basmak yerine biraz dinlendirmelisin.

Meris: Ne desem boş değil mi? Kaldırmayacaksın beni bu yataktan.

Hande: Aynen öyle, uzat bakayım bacağını.

Meris

Sözünü dinlemek dışında bir seçeneğim olmadığını fark etmiştim. Ben onun dediğini yaparken o da yastığını yatağın başlığına dayamış ve yarı oturur hale gelmişti. Yattığım yerden ona baktığımda omzunu işaret etti. Doğrulup omzuna yaslandım, kucağındaki elini kucağıma çektim ve parmaklarıyla oynamaya başladım.

Meris: Rolümü çalıyorsun ama neyse. Rahatmış omzun.

Hande: Öyledir canım

Meris: Senin uykun ağır değil miydi ya? Nasıl uyandın öyle hemen?

Hande: Sen nereden biliyorsun benim uykumun ağır olduğunu acaba?

Meris: Seninle ilgili her şeyi izliyordum, Simge sürekli söylüyor ordan biliyorum.

Hande: Doğru, beni rezil etmekte üstüne yok. Zehra gece uyandığını söyleyince o kadar şartlamışım ki kendimi hemen gözüm açıldı.

Meris: Gerçekten geri uyuyabilirsin, hem bayağı olmuş ben ilaç alalı, bu kadar huzurla uyuyunca ağrı da müsade etmiş fazla uyumama. Biraz daha bekler yine ilaç alırım ve kesince uyurum ben de

Şans Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin