Meris
Hande'yi orada öyle bırakıp kalktığım sandalyeye geri oturmuştum. Hande hala bana bakıyordu. Simge'nin gözünün önünde parmaklarını şıklatmasıyla ona döndü.
Hande: Ne var Simge?
Simge: Off'a aldın kendini gibi geldi de, açayım dedim.
Simge bu gece beni en çok güldüren kişi olmuş olabilirdi. Hande de gülmeme en çok sinirlenen kişi, yine sinirle bakıyordu bana. Gelip yanımdaki Zehra'nın omzuna vurdu.
Hande: Yana atla Zeze. Yetti bana Meris'ten bu kadar uzak durmak sabredemeyeceğim daha fazla.
Sevgilim cesur olmaya mı karar vermişti? Güzel. Sevdim bu Baladın'ı. Hemen ayaklanan Zehra'ya baktım, ulan insan cümlenin bitmesini beklerdi bari be.
Meris: Zehra? Bu kadar mı sıkıldın yanımda olmaktan?
Zehra: Ay sus Meris. Uğraşamam senin kıskanç sevgilinle, aranızda halledin beni ortasında bırakma o ateş hattının.
Meris: Aman iyi be bir şey demedik
Zehra yana geçtiğinde Hande sandalyeyi dibime çekerek oturdu. Bakalım nereye varacak bu tutumu. Önümdeki boş bardağı alıp doldurması için Deniz'in önüne koydum.
Hande: Hayatım yeter. Sabahtan beri yetmedi mi içtiğin? Sarhoş olduğun da yok zaten bebeğim karaciğerine yazık.
Meris: Bunu konuşmuştuk diye hatırlıyorum ama?
Hande: Evdeki bütün bardakları kırdıracağım sana diyorsan içebilirsin sevgilim.
Deniz: Ee ne yapayım şimdi? Doldurayım mı doldurmayayım mı?
Meris: Doldurma Deniz doldurma.
Hande: Aşkım benim. Birtanem.
Birkaç kez boynumu öptüğünde gülmeye başladım. Hande'yi bu halde göreceğimi hiç düşünmezdim, neredeydi benim utangaç Hande'm? Tamam seninle olduğumu kanıtladın herkese, her sevgi sözcüğünü kullandın sakinleş artık demek istiyordum ama bunu diyemezdim.
Hande'yle tanıştığımızdan beri evimizde geçirdiğimiz süre o kadar fazlaydı ki sürekli ona sarılıp öpmeye alışmıştım, içimdeki sevgi yine bütün sinirimden üstün geliyordu, hissediyordum. Özlemiştim onunla sarılıp oturmayı bile ve onun dudaklarını boynumda hissetmek de bana hiç yardımcı olmuyordu. Ne olacaksa olsun, nereye varacak bu sinir zaten deyip kolumu omzuna atıp Hande'yi kendime çektim. Anında omzumda yerini bulmuştu.
Cemre: İçmeyi çok seviyorsun sanırım?
Meris: Maalesef evet, çok seviyorum. Neyse ki Hande'yi her şeyden çok seviyorum, yapma dediği şeyleri yapmadığımda hayatım daha güzel ilerliyor.
Hande başını kaldırıp gülümseyerek bana baktığında ben de ona baktım. Yanağıma büyük bir öpücük bıraktı. Gamzemi öpmesinin sebebinin Cemre'nin kurduğu cümleler olduğundan emin gibiydim, gamzesi de benim diyordu Cemre'ye. Yeniden omzuma yattığında elimi koluna indirdim, bu kız yaz günü üşümeyi nasıl başarıyordu?
Meris: Güzelim kolun buz gibi. Yaz günü nasıl üşüyebiliyorsun anlamıyorum ya.
Hande: Serin esiyor ama üşümedim çok
Meris: Dur hırka alıp geleyim, koymuş muydun valizine? Ya da neyse bende var.
Ayağa kalkıp Hande'yi saçlarından öptüğümde Deniz yine benimle uğraşmaya başlamıştı. Hande tüm söylenenleri gülümseyerek dinliyordu.
Deniz: Hande'ne sinirin bir gün sürebilse şaşırırdım zaten.
Zehra: Ben bu kadar bile beklemiyordum valla iyi bile durdu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şans
FanfictionHande Baladın fan kurgudur. Hande takımdan kimseyle shiplenmeyecek, hatta takım ve kamp konusu doğru düzgün işlenmeyecektir. Canım sıkıldığı için yazıyorum.