Kırlangıç

1.7K 50 154
                                    

Meris

Sonunda yeniden kollarımdaydı. Hala aynı şekilde oturuyorduk Hande'yle. Masanın en ucundaydık ve ben masa yerine ona doğru dönmüştüm, Hande de sandalyesini benimkine bitiştirip göğsüm ve omzum arasında bir yere yaslamıştı başını. Oturduğumuzdan beri aynı şekildeydik ve Hande asla kalkmıyordu. Uyumadığına kolumda gezen parmakları sayesinde emindim, göğsüme yatmış kolumu seviyordu canımın içi.

Hande'yi kendi içimde affetmem sandığımdan kolay olmuştu. Meğer bunu bekliyormuşum, kendime şaşırdım. Olumlu düşündüğüm her şeye hemen inandım, dönmek için bekleme sebebim doğum günüydü. Tüm bu süreçten sonra ben yine burnumu Hande'nin saçlarına yaslamış duruyordum, ayrı geçen onca zamanın acısını yine kokusuyla bastırıyordum.

Zehra: Hande için geldik onların haline bak. Rahatsız ediyorsak çıkalım biz?

Hande: Meris'i özledim Zehra.

Meris: Ah aşkım benim. Ben de seni çok özledim.

Hande başını göğsümden kaldırıp gülümseyerek bana bakmıştı. Yanağıma kocaman bir öpücük bıraktı ve yeniden bana sarıldı.

Zehra: Biliyoruz onu Meris'çim. İçip içip kafanı gözünü dağıtıp geldiğin gece söyledin bol bol.

Hande: Zehraa

Zehra: Ne var? Barıştınız artık bilse de sorun olmaz.

Meris: Neyi bilecekmişim?

Zehra: Ohooo neler yap-

Hande: Sus Zehra sus, evde anlatırım ben sana aşkım.

Cansu: Ne oldu ya? Kendi aranızda konuştunuz yine anlamadık biz.

Meris: Valla Cansu ben de anlamadım.

Zehra'ya bakıyordum hala. Yasemin bana bir şey yapmadığımı söylemişti ama Zehra öyle demiyordu. Bilmek için barışmamızı beklemem gereken ne yapmış olabilirdim ki?

Hande: Aferin Zehra. Anlat şimdi hadi.

Zehra: Zevkle.

Simge: Bak ya, keyifleniyor bir de anlatacağı için.

Zehra: Biz oradayken Meris'le Deniz sarhoş geldi bir gece eve. Hande'yle barışmamışlardı ama daha. Meris yine kavga çıkartmış tabi, klasik Hande'siz günleri eve bir geldi ağzı burnu yer değiştirmiş. Yaralarını temizlemeye çalışıyoruz, Meris tutturdu acıyor öp diyor Hande'ye.

Meris: Ne?! Ciddi misiniz?

Hande: Yani, evet hayatım. Biraz zorladın.

Zehra: Deniz tekme attılar Meris'e dedi. Hande'nin zaten eli ayağı titremeye başladı onu duyunca. Bir şey olmuş mu diye karnına bakmaya çalışıyor Meris'in, Meris de diyor ki ben de seni çok özledim ama salonda olmaz.

Meris: E olmazmış ama siz de varmışsınız sonuçta.

Hande: Aşkııım

Hande'nin uyaran sesiyle ona döndüm. Utanmıştı yine çiçeğim. kızlar gülmeye başladığında ben de kendimi tutamamıştım. Hande'nin hala utanıyor olması beni hem şaşırtıyor hem güldürüyordu.

Eda: Ne oldu size böyle birden hiç anlamadık. Neyse ki mutlusunuz şimdi.

Meris: Yaşanacak dramımız varmış kaptanım.

Eda: Ve sen bunu gülerek söylüyorsun? Ne oldu size? Derdiniz neydi?

Meris: İşte dert Hande'den gelince, derdimi de seviyorum ben.

Şans Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin