Davetsiz Misafir

713 43 128
                                    

Fazla dram ve duygusal bölümlerden sonra bir nefes alma bölümü diyelim.

Hande

Meris'in evine gitmemin üstünden dört gün geçmişti. O anın etkisinden çıkıp arabama koşmam uzun sürmemişti ama Meris'i bulamamıştım. Yine gitmişti ve ben onu yine durduramamıştım.

Şu dört günde olan tek güzel şey Yasemin'le konuşmamdı. Ondan özür dileyip içimden geçen her şeyi açık bir şekilde anlatmıştım. Ondan öyle bir şey beklemediğimi, Meris'ten haber almamı sağladığı için ona minnettar olduğumu sadece Meris'i çok özlediğim için yanında olan herkesi kıskandığımı anlatmıştım ona. Benim için dünyanın en şanslı insanı sensin şu an çünkü Meris'in yanındasın demiştim. Çok aşığım, çok seviyorum Meris'siz nefes alamıyorum demiştim. Beni anlamıştı, canımın ne kadar yandığını, ne kadar pişman olduğumu görmüştü. Hatta ertesi gün beni arayıp Meris'le konuştuğunu ve biraz yumuşatmayı başardığını söylemişti. Zaten beni gördükten sonra eskisi kadar keskin konuşmuyormuş, öyle söyledi. Pes etmeyecektim, ne kadar uğraşmam gerekirse gereksin kırdığım her şeyi tamir edip Meris'in elini bırakmamak üzere tutacaktım, biz gerçekten birbirimizin her şeyiydik bunu daha iyi anlamıştım.

Simge, Zehra ve ben, Zehra'nın evinde oturuyorduk. Lavaboya giderken Zehra'nın küçük bir valiz hazırladığını görmüştüm. Nereye gideceğinden çok emindim, Meris'in yerini öğrenmek için bir şansım vardı.

Zehra telefonu çaldığında Deniz'in aradığını söyleyip telefonu açtı. Kısa bir konuşmadan sonra kapatıp telefonunu masaya bıraktı. Bir şeye bakıp geleceğini söyleyerek odadan çıktığında hemen telefonunu aldım.

Simge: Hande, iyi misin kuzum? Delirdin artık he?

Hande: Kapat çeneni Simge. Şifresini biliyor musun Zehra'nın? Sonra anlatacağım çabuk.

Simge: Ver.

Simge telefonu açıp bana verdiğinde hızla mesajlarına girip Meris'le olan konuşmasına bakmaya başladım. Aradığım şey buradaydı, konum. Mesajı kendime atıp anlamaması için kendi konuşmamdan sildim ve telefonu eski haline getirip yerine geri bıraktım. Simge hala delirmişim gibi bana bakıyordu.

Zehra: Kızlar kusura bakmayın ama benim acilen çıkmam gerekiyor.

Simge: Bir sorun mu var?

Zehra: Yok hayır. Deniz'le bir yere gitmemiz gerekiyordu, aslında yarın yola çıkacaktık ama bugünden gitmeye karar vermiş. Beni almaya geliyor şimdi. Birkaç güne dönerim, dönünce haber veririm size.

Hande: Tamam tamam. İşine bak sen. Biz de gidelim zaten benim uykum geldi çok.

Evden çıkıp arabaya bindiğimizde sevinçle bir çığlık atmıştım.

Simge: Hande yemin ederim korkuyorum senden.

Hande: Meris'in yanına gidiyor Zehra.

Simge: Bunun seni bu kadar mutlu ettiğini görseydi açık açık söylerdi herhalde Zehra. Yavrum sen birkaç saat önce Meris'in yanında olan herkesi kıskanıyorum demiyor muydun? Ne değişti şimdi?

Hande: Adresi aldım Simge!

Simge: Ne?! Hande hayır bak yine dağılacaksın. Kabullen artık.

Hande: Hayır, ne olursa olsun Meris'i geri kazanacağım Simge. Hem Yasemin'in dediklerini unuttun mu? Eskisi gibi değil demişti.

Simge: Ben de seninle geleceğim.

Hande: Buna gerek yok.

Simge: Ne yaşayacağını bilmiyorum Hande. Yalnız bırakmam seni. Ben de geliyorum dedim, bitti.

Şans Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin