Meris
Bir güne daha yanımdaki Hande sayesinde mükemmel uyandım. Bugün yapmamız gereken tek şey benim akşamki sahneme gitmekti. Hande'ye her ne kadar gelmek zorunda değilsin her gün desem de bunu kesinlikle reddediyor ve gelmeyi çok sevdiğini söylüyordu. Benim işime geliyordu bu durum, Hande'yi bir dakika daha fazla görmek beni mutlu etmekten başka bir şey hissettiremez sonuçta bana. Kalkıp güzel bir kahvaltı hazırladım ve Hande'nin yanına dönüp onu uyandırdım. Klasik uyandırma rutinimiz başlamıştı, çok seviyorum çok. Bu sefer uyandığını görsem bile durmadım, öpmeye devam ettim.
Hande: Heeyy uyandım uyandım tamam, yanağımla boynum çürüdü
Meris: Şikayetçiyseniz böyle uyandırmam bir daha Hande hanım
Hande: Ne bu alınganlık sabah sabah?
Geri çekildiğimi ve yüzümün asıldığını gören Hande beni tutup kendine çekmişti. Başımı göğsüne yasladı ve sarıldı. İster istemez aklıma onun benden rahatsız olabileceği düşüncesi geliyordu.
Meris: İstemiyor musun sana bu kadar temas etmemi? Rahatsız mı oluyorsun?
Hande: Saçmalama Meris, senin evinde kalıyorum günlerdir ben ve hatırlatmak isterim ki senin yatağındayız, ben dün gece sana sarılarak uyudum.
Meris: Evet
Hande: Asma yüzünü hadi ama üzme beni uyanır uyanmaz, seninle biraz uğraşmak için öyle demiştim. Benim senden rahatsız olmam mümkün değil, bana sarılmanı beni öpmeni çok seviyorum. Çok iyi hissettiriyorsun bana. Hatta beni yeniden uyandırmanı istiyorum şu an güne yeniden başlamamız için.
Gülüp başımı kaldırdığımda Hande'nin gözlerini kapatmış olduğunu gördüm. Tekrardan onu öpmeye başladım. Öpücüklerimin arasında seni çok seviyorum diyordum. Her seferinde Hande'nin yüzündeki gülücük daha da artıyordu. Kahvaltı hazırladığım aklıma geldi ve hızla kalktım, Hande'yi de elinden tutup kaldırdım ve hemen hazırlanıp gelmesini söyledim.
Beraber kahvaltımızı edip bir şeyler izledik. Sahne için hazırlanmam gerekene kadar birlikte tembellik yapmaya karar verdik evde. Hande'yle bomboş oturmak bile çok güzeldi. Bir süre sonra Hande'nin telefonu çaldığında İpek'in aradığını ve büyük ihtimalle uzun süreceğini söyledi. Rahat konuşması için onu yalnız bırakacağımı, müzik odama geçtiğimi söyleyip alt kata indim. Uzun zamandır bitiremediğim beat üstünde çalışmaya başladım. Ne kadar zaman geçti bilmiyordum. Kapımın çalınmasıyla şaşırıp gel dedim.
Meris: Güzelim kapı çalmak da nesi şimdi?
Hande: Ne bileyim, başta gelip gelmemek konusunda kararsız kaldım rahatsız etmek istemedim ama çok zaman geçince gelmek istedim.
Meris: Sen beni rahatsız edebilir misin ya? Hem ne kadar geçti ki?
Hande: Kırk dakika kadar telefonla konuştum, yarım saat kadar da seni bekledim. Mesaj attım ama görmedin o yüzden bir bakmak istedim. Bölmeyeyim ben sen işine devam et.
Meris: Olur mu öyle şey, hem gelsene sana fikir sormak istiyordum ben de. Bir beat yaptım ama emin olamadım, dinleyip bir bakar mısın sen de?
Hande: Sen altyapı da mı yapıyorsun?
Meris: Müzikle ilgili her şeyi yapıyorum ben. Hadi dinle bakalım
Hande oturduğum koltuğun koluna yaslanmış açtığım beati dinliyordu. Yüzündeki memnun ifadeden bunu sevdiğini çıkartabilirdim sanırım. Beat bittiğinde kapayıp Hande'ye döndüm.
Meris: Ee nasıl gidiyor sence?
Hande: Bu çok güzel Meris
Meris: Bitince daha güzel olacak
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şans
FanfictionHande Baladın fan kurgudur. Hande takımdan kimseyle shiplenmeyecek, hatta takım ve kamp konusu doğru düzgün işlenmeyecektir. Canım sıkıldığı için yazıyorum. G×G hikaye. Fobiklere şimdiden açık yollar diliyorum.