Selam arkadaşlar, öyle böyle yazdık bir şeyler. Umarım seversiniz, yazmak beni biraz zorladı ama düşündüğümden iyi olmuştur umarım.
Aranızda yazan ya da tavsiye edeceği kitaplar olan birileri varsa üstüme öneri sallayabilir mi?
Burada sohbet etmek bana iyi geliyor, normalden uzaklaştırıyor. Yorumlarınızı bekliyorum.
Meris
Meris: Hoşgeldin, Meris ben.
Hakan: Hakan. Yalnız sen fotoğraflarından daha da serseri bir tipmişsin.
Hande: Abiii!
Hakan: Ne var kızım yalan mı?
Hande: Düzgün-
Meris: Hande tamam. Dışardan öyle duruyor olabilirim, tamam. Ama abin beni tipime bakıp tanımadan yargılamayacak. Kaç yaşındayız yani daha neler
Gergindim. Çok gergindim. Abisinin açık sözlüğü beni mahvetmişti. Serseri miyim ya ben? Abisi de babası da sevmeyecekti beni, belliydi. Zorlayıp kendimi sevdirmek için olmadığım biri gibi davranmayacaktım. Hande'nin mutfağı gösterip birazdan geliyoruz demesiyle abisi gitmişti. Elini koluma koyup bana döndü sevgilim.
Hande: Meris özür dilerim.
Meris: Hande zorlamasak mı? Sessiz sakin oturayım ben daha da gözlerine batmadan. Sevmediler belli. Yanlış bir şey mi yaptım?
Hande: Hayatım saçmalama
Meris: Bir şey yapsam tamam da durduk yere sevilmemeyi de yediremiyorum kendime. Tipim serseriymiş diye mi sevmediler beni? Nasıl telafi edebilirim ki bunu ben?
Hande: Telafi edilecek bir şey yok, sevecekler seni. Kendin olmaya devam et olur mu? Hem annem bayıldı sana, bana aferin deyip duruyor.
Asla Hande'yle aynı fikirde değildim. Gerginliğin yanısıra moralim de çok düşmüştü. Ama bu halimin bana gülümseyerek bakan sevgilimi üzmesine izin vermeyecektim. Madem olduğum gibi davranmaya devam etmemi istiyordu, ben de öyle yapardım. Kendime çekip alnından öptüğümde yüzündeki gülümseme daha da büyümüştü.
Meris: Tamam. Sen nasıl istersen öyle olsun. Normal davranmaya devam etmeye çalışacağım. Üzülme sen yeter ki.
Hande: Ben seni herkes yerine seviyorum. Kimsenin yokluğunu hissettirmeyecek kadar çok seviyorum. Ben burdayım ve kendimden eminim, unutma tamam mı?
Boynuma sarılan sevgilime karşılık vermiştim hemen. Yüzümü boynuna gömüp birkaç kere öptüm. Kokusu beni sakinleştirmişti yine. Daha fazla burada duramayacağımızı bildiğimden Hande'den ayrılıp mutfağa yönlendirdim.
Meris: Bana çok dokunma artık ama Allah aşkına bak lütfen
Benim tüm ciddiyetimle söylediğim şey sevgilimi güldürmüştü. Derin bir nefes alıp kendimi iyice toparlamaya çalıştım. Açıkçası şu an içimden gelen oturup boşluğa bakmaktı, belki Simge'yi arayıp hiç anlattığın gibi olmuyor diye çıkışırdım da biraz. Bunun zamanı değildi tabi, gülümsemeye devam etmem gerekiyordu ve ben de öyle yaptım.
Aysun: Heh geldiniz mi kızım? Baban da ellerini yıkayacaktı ama s-
Engin: Tamam tamam. Ben şimdi halleder gelirim. Banyo hangi kapıydı kızım?
Tezgahın üstündeki yemekleri tabaklara koyuyordum. Hala kendi içimde binbir savaş veriyordum. Herhangi bir ailenin tüm fertleri tarafından sevilmeyecektim sanırım hiçbir zaman. Omzuma dokulmasıyla arkama döndüm. Engin amca gitmemiş miydi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şans
Fiksi PenggemarHande Baladın fan kurgudur. Hande takımdan kimseyle shiplenmeyecek, hatta takım ve kamp konusu doğru düzgün işlenmeyecektir. Canım sıkıldığı için yazıyorum. G×G hikaye. Fobiklere şimdiden açık yollar diliyorum.