Güneş

1.4K 69 53
                                    

Hande

Maçtan yorgun çıkmıştım ama sonundaki galibiyet bütün yorgunluğumu almıştı. Milli takım sezonunun ağır antrenmanlarının başlaması için bu sene yaklaşık bir buçuk ay boşluğumuz vardı ve bu bizim için büyük bir şanstı. Hem dinlenip hem tatil yapabilecektik ve bu akşam milli takımdaki arkadaşlarımızla planımız vardı. Hızlıca eve gidip hazırlandım, yediğimiz içtiğimiz şeylere her zaman dikkat etmemiz gerekiyordu ama arada ufak kaçamaklardan da bir şey olmazdı ya herhalde.

Hazır olunca evden çıktım, arabama bindim ve Meryem'in attığı konuma doğru sürmeye başladım.
Mekana geldiğimde arabamı park edip indim, güzel bir yere benziyordu. Kapıda Saliha'yla karşılaşıp sanki iki saat önce ayrılmamış gibi selamlaştık ve içeri girdik. Biz girdikten birkaç saniye sonra başlayan müzik dikkatimi çekti.

Kafamı kaldırdığımda şarkıyı söyleyen kızla göz göze gelmiştik. Uzun boyu, beyaz teni, siyah saçları, gülmeden de belli olan gamzeleri ve Ebrar'dan biraz daha uzun saçları vardı, sesi çok güzeldi. Tarzı da çok hoşuma gitmişti. Saliha beni kolumdan tutana kadar orda durup kızı incelediğimi fark etmemiştim. Sanırım etkilendim. Saliha'nın yönlendirmesiyle masaya doğru ilerlerken hala büyülenmiş gibi davranıyordum. Bizimkileri görünce kendimi toparladım ve bu halden sıyrılmaya çalıştım yoksa çok büyük dalga konusu olurdum. Masada herkesle selamlaştım ve sahneyi görecek şekilde Zehra ve Saliha'nın arasına oturdum.

Klasik nasılsın muhabbetine katılırken bir yandan hala göz ucuyla sahnedeki kıza bakıyordum. Arada onun da bakışlarını yakalıyordum, belki tanımıştır diye düşündüm.
Dört beş şarkı geçmişti biz kendi aramızda bir yandan sohbet ederken bir yandan da müzik dinleyip alkol içebileceğimiz sınırlı sayıdaki günlerden biri olduğu için bu şansımızı değerlendiriyorduk.

Hala sahnedeki kızdaydı aklım. Masaya tekrar kulak verdiğimde Saliha Zehra'ya neyi olduğunu soruyordu. Yanıma döndüğümde Zehra'nın gerçekten üzgün durduğunu fark ettim ve ona sebebini sordum. Kendini yorgun hissettiğini söyledi ama buna inanmamıştım. Saliha benim arkamdan elini Zehra'nın omzuna attı ve omzunu sıktı. Tam kafamı başka bir yöne çevirirken sahneden gelen ses ve söylediği kelime yüzünden adeta şoka girmiştim.

Meris

Ağzımdan ezbere bildiğim şarkı sözleri çıkarken hala kapıdaki kadına bakıyordum. Sikiyim, yakından bin kat daha güzel. Kafasını kaldırdığında göz göze geldik ve ben şarkıyı o şekilde söylemeye devam ettim. Karşımdaki kadının beni süzdüğünü hissettim. Kendimi toplayıp sahnede olduğumu kendime hatırlatmam gerekiyordu artık ama gözümü ondan alamıyordum. Arkadaşı yanına gelip koluna dokunduğunda irkildi ve onunla ilerlemeye devam etti. Oturacağı masayı tahmin edebiliyordum. Gözümü ondan alabildiğimde onu yönlendiren kişinin Saliha Şahin olduğunu gördüm. Allah'ım bu nasıl bir geceydi böyle.

Sahneye devam ederken gözlerim hala hep onu bulmak istiyordu. Her şarkıyı gözlerine bakarak söylememek için kendimi zor tutuyordum. Arada bana baktığını görüyordum ama bu çok normaldi. Ben sahne işi yapıyordum ve herkes şarkıyı dinlerken soliste bakardı. Söylediğim şarkının sonlarına doğru Hande'nin yanındaki Zehra'ya baktığını gördüm. Üzgün duruyordu, bunu bakışlarımı Baladın'dan kaçırmaya ve saklamaya çalışırken ben de fark etmiştim. Arkadaşları teselli eder gibi omzuna dokunduğunda aklıma bir şarkı gelmişti ve sıradaki şarkı kesinlikle bu olacaktı.

Söylediğimiz şarkı bitti ve arkadaşlarıma işaretimden sonra Can Bonomo - Güneş çalmalarını söyledim normalde repertuarımızda olan bir şarkı olmadığı için şaşırmışlardı ama beni onayladılar ve onlara küçük bir tebessüm edip önüme döndüm. Mikrofona yaklaştım ve biraz yüksek bir sesle "Güneş" dedim. Arkadaşlarım çalmaya başlamışlardı. Masada oturan başta Zehra olmak üzere herkesin gözü bana dönmüştü. Zehra'yla göz göze geldiğimizde ona gülümseyip gözlerimi kapatıp açarak selam verdim ve başımı omzumun üzerine yaslayarak şarkıya girdim.

Şans Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin