Hande
Meris'in yanıma gelmemesi, sürekli söylediği seni seviyorum cümlesini bile kurmaması beni üzmüştü. Onun için zor bir gündü. Bana olan sevgisinden şüphe duymuyordum artık o yüzden anlayabiliyordum şu anki halini. Hem geçmişle yüzleşmenin yükü hem de o aptal kızın son anda söyledikleri ağır gelmişti sevgilime. Meris'in o cümleleri duyduktan sonra onu bırakıp gitme ihtimalimden korktuğuna emindim. Yanına gidip korktuğun gibi olmayacak demek istiyordum ama yalnız kalması sanırım daha iyiydi. Çaldığı baterinin sesi müzik odasının ses yalıtımına rağmen salona kadar geliyordu, hırsla vurduğu belliydi. Ona bir şeyler sorup daha da konuyu deşmemek adına merak ettiklerimi Deniz'den öğrenmeye karar verdim ve onu aradım.
Yaklaşık bir yarım saatlik konuşmanın ardından Deniz tüm sorularıma cevap vermişti ve telefonu kapatmıştık. Özetle Karya Meris'in sevgisini kullanmış. Başına sürekli belalar açıp Meris'in onu kurtarmasını beklemiş, arkadaşları ne kadar uyarsa da Meris onu sevdiğinden bu durumdan vazgeçmemiş. Bunların nasıl belalar olduğunu sorduğumdaysa çaldıkları mekana sahnesi olan günlerde gitmemesi, her yere yaptığı alkol borçları ve sarhoşken kavga edip peşine taktığı insanlardan bahsetmişti Deniz. İlişkileri tüm bunlara rağmen beş yıl sürmüş, Meris'in gözü sevince gerçekten kararıyor demek ki. Nasıl ayrıldıklarını zaten kavga ederlerken öğrenmiştim. Sonrasında Meris bir süre her şeyden elini çekip evine kapanmış, uzun bir süre sürekli içmiş, oldukça kilo vermiş, ailesi dahil herkesten uzaklaşmış ve yanına giden arkadaşlarını da yanında istemeyip çok kötü davranmış. Yedi sekiz ay sürmüş bu durumu sonrasında kendini toparlamış ve geçmişi düşünmeden ilerlemeye çalışmış. Hayatına aldığı ilk insan benmişim, benden önce tek gecelik yaşadığını kendi de söylemişti zaten böylece nedenini de öğrenmiş oldum. Tüm bu ona yaşatılanlara rağmen beni o kadar güzel seviyordu ve bunu o kadar çok hissettiriyordu ki bu ona yeniden aşık olmamı sağlamıştı sanırım. Deniz'e Meris'in şu anki halinden bahsettiğimde yeniden terk edilmekten içten içe hep çok korktuğunu ve Karya'nın son sözlerinin ona çok ağır gelmiş olabileceğini söyledi. Tüm o kavgada etkilediği tek şey benim ondan gitme ihtimalimdi, canım sevgilim. Deniz yanına gitmemi tavsiye ettiğinde biraz tereddütte kalmıştım fakat Meris alt kata ineli neredeyse bir saati geçmişti ve hala gelen bateri sesi kesilmemişti. Her ne kadar onu rahatsız etmek istemesem de daha fazla durmadım ve yanına gittim.
Kapıyı açtığımda gördüğüm manzara saatlerce izleyebileceğim türden olsa da bunun ne yeri ne de zamanı diyerek toparladım kendimi. Geldiğimi fark etmemişti ve hala çalıyordu. Terden üzerindeki koyu gri kolsuz tişört neredeyse tamamen ıslanmıştı, alnından bile ter akarken saçları da iyice dağılmıştı. Yanına ilerlediğimde beni fark etti ve sonunda durdu. Ona sarılmak istediğimde beni durdurdu.
Meris: Sırılsıklamım Hande
Hande: Fark etmezdi ama peki. Seni rahatsız etmeyecektim ama duramadım daha fazla aynı evin içinde farklı yerlerde, özledim seni.
Meris: Özür dilerim seni yalnız bıraktığım için
Hande: Dert değil. Buna da bahane bulamazsın artık.
Son cümlemden sonra dudaklarına kapanmıştım. Anında eli boynumu buldu ve bana karşılık vermeye başladı. Bir süre sonra ondan ayrıldım.
Hande: Seni seviyorum Meris. Düşündüğün hiçbir şey olmayacak, benim seni bırakıp gideceğim yer maksimum milli takım deplasmanları olur ki zenginim ben ona da gelirim dersen de benim işime gelir. Hayatımda senin kadar güzel seven kimseyi görmedim ben, sen beni böyle sevmeye devam ettiğin sürece yani sen beni yanında istediğin sürece hep seninle olacağım. İlişki bu olur ya bir gün ayrılsak bile ben hep senin yakınında olacağım, tek bir telefonun yetecek yanına gelmeme. Bundan emin ol olur mu hayatım?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şans
FanfictionHande Baladın fan kurgudur. Hande takımdan kimseyle shiplenmeyecek, hatta takım ve kamp konusu doğru düzgün işlenmeyecektir. Canım sıkıldığı için yazıyorum. G×G hikaye. Fobiklere şimdiden açık yollar diliyorum.