Fazla Düşünceli

999 54 32
                                    

Aşırı soft bir bölüm yazdım. Neden böyle oldu bilmiyorum ama naif sevgiye boğdum ikisini de. Hayırlısı olsun

Meris

Ece bana sarılmış dururken sinirle bir nefes verdim. Hande'ye bakmaya cesaretim yoktu şu an.
   
Meris: Bırak. Ece bırak beni
   
Ece: Ama çok özledim ben seni
   
Meris: Bırak diyorum sana bırak çek ellerini üzerimden. Ehh yettin ama
   
Cümlem bittikten sonra onu ittim ve kapıdaki güvenliğimize seslendim
   
Meris: Ali abi bakar mısın bir buraya
   
Ali: Efendim Meris?
   
Meris: Abi. Ece.
   
Ali: Yine mi ya laftan anlamaz mısın kızım sen rahat bırak artık şu kızı her gece nedir senden çektiği
    
Ali abi Ece'yi kolundan tutup dışarı çıkartırken hala söyleniyordu.  Gözlerimi kapatıp sinirimin yatışması için derin bir nefes aldım. Üstümü düzeltip Hande'ye döndüm. Soran gözlerle bakıyordu bana.
     
Meris: Ece buranın daimi müşterisi, içince biraz sapıtıyor. Şahit olmanı istemezdim kusura bakma
      
Hande: Takıntılı hayranların var demek, eski sevgilin falan sanmıştım bayağı üzüldü verdiğin tepkiye çünkü
      
Meris: Ne eski sevgilisi tanımıyorum bile, aylardır böyle gelip gidip rahatsız ediyor ama adından başka bir şey bilmiyorum. Ayıkken nasıl göründüğü hakkında bile bir fikrim yok. Üzüldü diyorsun bir de ne kadar umrumda anlatamam, içim parçalandı.
    
Hande verdiğim tepkiye küçük bir kahkaha attı. Gülüşünü gördüğümde bütün sinirim çekilmiş gibi hissettim. Dönüp elime kaskları aldım ve birini ona doğru uzattım.
     
Meris: Fikrin hala değişmediyse?
     
Hande: Neden değişsin ki?
     
Meris: Yani böyle saçma bir şey oldu ya ondan gerildim de biraz ben
     
Hande: Gerilecek bir şey yok sarhoş işte boşver. Ee nereye gidiyoruz?

Elimden kaskı aldı. Beraber kapıya doğru ilerlerken ona ne yapmak istediğini sordum. Bahsettiğim sahil kenarındaki yere gidebileceğimizi söyledi. Dışarı çıktık ve motoruma doğru yürüdüm, Hande de peşimden geliyordu. Cebimden anahtarı alıp motorun üzerine taktım, kaskımı da taktıktan sonra motoruma bindim. Asıl sınavım şimdi başlıyordu. Hande başta tereddüt etse de sonunda binmeye karar verdi, kendi içinde yaşadığı duygular yüzünden okunmuştu o an resmen. Tam bacağını atacakken durdu ve bana baktı.
     
Hande: Meris
     
Meris: Efendim
     
Hande: Ya, şey

Tatlılığı beni gülümsetmişti. Yanağına kocaman bir öpücük kondurmamak için kendimi çok zor tutuyordum. Hala cümlesine devam etmediği için gülerek ona cevap verdim
     
Meris: Yaa ney
     
Hande: Kaskı sen takar mısın? Motorlara pek alışık değilim de bir de gece gece gerildim sanırım biraz
     
Meris: Bunu mu söyleyemedin iki saattir. Gel bakalım buraya
   
Gülümseyerek motordan indim, yanıma geldi ve kaskı bana uzattı. Kaskı elinden aldıktan sonra bana daha da yaklaştı ve biraz eğildi. Kalbim bu kadar yakınımda olmasını zaten zor kaldırırken bir de tatlı tatlı gülümsüyordu bana. Sabır duaları eşliğinde elimi saçına götürdüm. Elim yumuşak saçlarına dokunduğu an titremeye başladı sanki.

Saçını bir noktada rüzgardan çok dolaşmayacak şekilde toplayıp kaskı dikkatlice taktım. Hala bana doğru uzanmış, boynunu eğmiş bekliyordu. Şimdi yapacağım hamlenin benim sonum olma ihtimalini de kabul ederek çenesinden tutup başını yukarı kaldırdım. Şaşkınca bana bakarken kaskın çenesinin altındaki aparatını da bağlayıp ellerimi çektim. Hala şaşkınca bana bakıyordu.
   
Meris: Tamamdır oldu işte.

Gülümseyerek ona bakarken içim rahat etmedi.
   
Meris: Üstündeki ceketi çıkartsana sen
   
Hande: Ne? Neden?
   
Meris: Çıkart hadi
 
Üzerimdeki korumalıkları olan motorcu ceketini çıkarttım ve ona uzattım. O da deri ceketi çıkartmış ve bana bakıyordu. Elimdeki ceketi onun eline tutuşturup deri ceketimi elinden aldım. O boş gözlerle ellerimize bakarken konuştum.
     
Meris: Bakma bana öyle giy hadi şunu hemen içerisi çok sıcaktı zaten kendini çarptırıp hasta olma.
     
Hande: Buna gerek yoktu ki ama
     
Meris: Giyecek misin artık şunu?

Hızlıca ceketi giydi. Boyun, bel ve kol korumalıklarına baktım. Üstüne tam olmuştu hala şaşkın şaşkın bana bakarken ona bir adım daha yaklaşıp üstündeki ceketin fermuarını kapattım. Artık içim daha rahattı. Ben de deri ceketi üstüme geçirdim ve kaskını takmak için indiğim motoruma tekrar bindim. Hande de arkama bindiğinde artık hazırdık. Elleri gevşek bir şekilde dizlerinin üzerinde duruyordu.
   
Meris: Hızlı kullanmayacağım merak etme. Ama yine de arkadaki demirler yerine benden tutunursan düşme şansın daha az olur. Bir de, yapmamaya dikkat edeceğim ama eğer ben motoru eğersem sadece bana ayak uydur, düzeltmeye çalışma olur mu?
    
Hande: Tamam tamam o kadarını da biliyorum. Ama sen neden bu ceketi bana verdin ki?
     
Meris: Hayatımda etmediğim kadar dikkat edeceğim motoru kullanırken. Ama yine de önlem almak istedim, sana bir şey olmasın diye. Bir de belimden tutunduğun zaman arkamda iyice saklan ki rüzgar sana gelmesin tamam mı? Üşürsen ya da korkarsan da söyle motoru bir yere bırakır taksiyle gideriz. Seni huzursuz eden bir hıza çıkarsam da uyar beni. Gerilmeni istemiyorum.
      
Hande: Meris yeter ne olur, benden daha gerginsin sen. Biraz daha saçmalarsan sarhoş olduğunu düşünüp vazgeçeceğim gelmekten. Uzatma o yüzden

Bacağı egzoza denk gelmesin diye o basması gereken yere basana kadar motoru çalıştırmamıştım. Hande neden gitmediğimizi sorunca dönüp iki yandan da ayağını koyduğu yeri kontrol ettim. Sol bacağını dikkatlice doğru hale getirdim. Öylece bana bakıyordu. «Egzoz bacağına gelmesin diye şey yaptım, gelirse yakar da biraz. Dikkat et tamam mı indirme sakın bacağını aşağıya» dedim ve kaskının önündeki camı indirip önüme döndüm. Hande belimin iki yanındaki ellerini bir anda karnıma sardı ve sırtıma yaslandı. Kalbim yine ağzımda atarken sabır duaları eşliğinde kendi kaskımı da düzeltip motoru çalıştırdım. Kız düşmemek için tutunurken aklımdan geçirdiğim şeylerle kendime bir küfür savurdum.

   Hande
    
Bu kadar düşünceli olması şaka mıydı? Hayatımda kimse bana bu kadar özenli ve düşünceli davranmamıştı. Çok naifti. Her ihtimali düşünüyor ve hepsinin sonunda benim en iyi olacağım şeyi yapıyordu. Üstelik her hareketini sanki kırılacak bir şeymişim gibi dikkatli ve yumuşak bir şekilde yapıyordu. Başta nasıl tutunacağım konusunda tereddütlerim olsa da son yaptığından sonra içimden geldiği gibi davranıp Meris'e sarıldım.

Yavaş sayılabilecek bir hızda ve aşırı dikkatli kullanıyordu. Ona doğru eğilip biraz daha hızlanabileceğini söyledim. Emin olup olmadığımı sorduğunda emin olduğumu belirttim. O gaza biraz daha yüklenirken ben de ona biraz daha sıkı sarılmıştım. Kalbinin hızını hissetmek benim kalbimi de çileden çıkartmıştı.

Şans Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin