Aile

403 45 105
                                    

Selam arkadaşlar, herkes iyidir umarım.

Neredeyse üç bin kelimelik eğlenceli ve rahatsız edici bir bölümle geldim. Haydi siz de yorumlara gelin

Meris

Başıma ağrı girmişti. İnsan ailesini görecek diye gerilir mi? Üstelik davet bile etmemiştim. Gelip benim yanımda Hande'yi üzmelerine izin vermezdim evet ama sahneye çıkmam gerekiyordu. Hande'nin ailesi buradaydı, neredeyse tüm arkadaşları buradaydı. Zehra'nın tüm ailesi ve arkadaşları da buradaydı. İçimden rezalet çıkartmak gelse de tutacaktım kendimi. Bana sırtını dönen sen değil misin şimdi neden burdasın diye bağırmak istesem de yapmayacaktım.

Hande elimi tutmadığı elini de koluma sarmıştı, ne kadar gerildiğini hissedebiliyordum. Özgür en azından Hande'nin gerginliğinin azalması için ona başka başka sorular soruyordu. En sonunda bunun bir yararı olmadığını fark edip "ben sizi başbaşa bırakayım" demişti. Deniz'e haber vermiş, Simge ve Yasemin'e de söylemesini istedim. Ben sahnedeyken Hande'nin yalnız kalmamasını ve yanına yaklaşmamalarını istiyordum. Canları isteyince sırt çevirip sonra da bir anda böyle gelip sevgilimi üzmeye hakları yoktu. Özgür'ün tamam diyerek kızların yanına gitmesiyle sevgilime döndüm.

Meris: Kötü hissetme güzelim, hiçbir şey diyemezler sana. İzin vermem.

Hande: Yok aşkım sorun yok

Meris: Sorun yoksa bu güzel yüzünün hali ne?

Hande: İşte tanışacağız diye

Meris: Handee

Hande: Of tamam. Çok gerildim oldu mu? Bugün bir şey düşünmeni ya da böyle şeylerle uğraşmanı istemiyorum. Ben halledebilirim, sen işinle ilgilen.

Tamam dememi mi bekliyordu anlamadım ki. Tabiki düşünüp uğraşacağım, sevgilimi ailemden koruyacağım. Düşündüğüm şeye bak, Hande'yi annemden korumak. Hayat beni sevdiklerimle sınamaktan hiç yorulmayacak gibiydi. Yine de ne hissettiğimi Hande'ye belli edip onu üzmek gibi bir niyetim yoktu. Sadece ona sarılmaya ihtiyacım vardı. Ailesinin olduğu bir ortamda bunu hiç yapmamıştım ama şu an kendimi engellemeyecektim. Sevgilimi kendime çekip yüzümü boynuna gömdüm. Sırtımda gezen parmakları bana kendimi çok iyi hissettiriyordu. Bu gece bir daha bu şekilde sarılamayacağımı bildiğim için boynundan birkaç öpücük çalıp öyle gevşettim belindeki kollarımı. Bu kadar duygusallık yeter.

Meris: Ee nasılmış Hande hanım, dalga geçiyordun üç gündür benimle. Al sen tanış şimdi sende sıra.

Hande: Yine haklıymışsın, haklılığını duyup rahatladıysan gel şuraya saçını düzelticem.

Paniği bana kocaman bir kahkaha attırmıştı. Tam o anda olduğumuz kata çıkan annemi ve babamı gördüm. Görmemiş gibi davranmaya devam ediyordum. Hande saçlarımla uğraşmayı bitirdiğinde onu gülümseyerek izlediğimi görünce yanaklarımı sıkmıştı. Daha da gülerek ellerini tutup iki elini de avcundan öptüm. Hala gergindi ama daha iyi gibiydi. Elini tutup bileğinden de öptüğümde bakışları daha da yumuşamıştı.

Meris: Gerilme ama geldiler, bırakma elimi bitanem. Aramızın kötü olmasının da seninle hiçbir ilgisi yok, söyledikleri hiçbir şeyi dinleme.

Sevgilim gülümseyerek onaylamıştı dediklerimi. İkimiz de birbirimizin üzülmemesi için gerginliğimizi saklamaya çalışıyorduk, harika bir çiftiz. Elini biraz daha sıkı tutup kaldırdım kafamı. Şimdiden bakışlarındaki memnuniyetsizlik belli, canım ailem. Sevgilimin elini bırakmadan yanlarına ilerlemeye başladım. Adım attıkça Hande elimi daha da sıkıyordu, üzülmesi ihtimali olmasa gerginliğiyle sabaha kadar eğlenebilirdim. Sonunda karşılarında durduğumuzda babam yine o küçümseyici bakışlarıyla ellerimize bakıp gülmüştü. Ya sabır. Annemse Hande'yi görmemiş gibi davranıyordu, bir ya sabır daha.

Şans Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin