İtalya maçından sonra okumak size yorumlarınız bana moral olsun diye atıyorum bölümü.
Meris
Hande yanımda huzurla uyuyordu. Bir süre onu izledikten sonra ben de gözlerimi kapatıp günlerdir uyuyamamamın acısını çıkartmak ister gibi hemen uykuya daldım.
Sabah duyduğum seslerle gözümü açtım. Birisi bana sesleniyordu. Derin ya da Deniz olmalı, onlara anahtar vermiştim ve sanırım artık geri almam gerekecekti. Omzumda yatan bana sarılmış uyuyan Hande'ye baktım, uyanmamıştı. Odamın aralık kapısı biraz daha açıldığında Deniz'i gördüm ve elimle ona sessiz olmasını işaret ettim. O da yanındaki Derin'i susturdu. Ben Hande'nin bacağımın üstündeki bacağının açılan üstünü örterken kapının arasından kafasını uzatmış imalı imalı gülüyordu Deniz, Derin bizi görünce içeri geçmişti zaten. Deniz'in hala orada durması sinirimi bozarken fısıldayarak konuşmaya başladım.
Meris: Deniz gitmek için kovmamı mı bekliyorsun?
Deniz: Sevdim bu görüntüyü güzel, heybetli
Meris: Defolup gitmek için beş saniyen var
Deniz: Tamam be kahvaltı hazırlıyoruz biz sen de uyandır Hande'ni gelin aşağıya.
Meris: Tamam git hadi
Deniz: Hazırladıklarımı soğutursanız basarım sizi
Meris: Ben basıcam şimdi sana Deniz siktir git diyorum. Kapat kapıyı da
Deniz gülerek kapıyı kapatıp giderken Hande'ye döndüm, ona bakar bakmaz geçmişti bütün sinirim. Çok güzelsin be kadın. Saçlarını ve yüzünü sevmeye başladım.
Meris: Hande, uyan hadi güzelim.
Bu kadar çabuk uyanmasını beklemiyordum açıkçası. Çekik gözleri daha da kısılmış bana bakıyordu.
Hande: Ağrın mı arttı? İyi misin?
Meris: Hayır hayır iyiyim. Deniz'le Derin gelmiş aşağıda bize kahvaltı hazırlıyorlar, yoksa uyandırmazdım seni de işte. Onlara anahtar verdiğim güne lanet olsun
Hande: Nasıl yani? Sana haber vermeden mi geldiler? Nereden anladın ki geldiklerini?
Meris: Evet, Deniz'in bana seslenmesiyle uyandım. Buraya geldiğinde Sessiz olmasını söyledim, seni ben uyandırmak istedim.
Hande: Bizi böyle gördüler mi yani? Benimkilerin utandırdığı yetmediği gibi bir de senin arkadaşlarından utanacağım şimdi ya
Meris: Ben utandırmalarına izin vermem seni merak etme hem ne gördüler sanki Hande?
Hande: Tabi alışıklardır seni böyle görmeye
Meris: Haydaaa sabah sabah yedik lafı. Hadi kalkalım, Deniz bir kere daha gelirse onu öldürmek zorunda kalabilirim çünkü
Hande'ye daha da sıkı sarıldım ve yanağını öpüp kalktım. Odamdaki banyoya girip işlerimi hallettim. Odaya geri döndüğümde hala yatakta telefonuyla uğraşan bir Hande'yle karşılaşmıştım. Kendimi yanına attım.
Meris: Ne yapıyorsun?
Hande: Saliha mesaj atmış da ona cevap veriyordum
Meris: Onunla beraber olmanızı isteyen bir sürü insan var biliyorsun değil mi?
Gülerek sorduğum soruyla Hande bana bakmıştı. Yüzünde garip bir gülümseme oluştu.
Hande: Biliyorum. Ne olmuş?
Meris: Bir şey olmadı balım söyledim sadece
Hande: Kıskançlık sezdim de biraz
Hande'nin cümlesiyle kahkahamı tutamamıştım. Hande şaşkınlıkla bana bakıyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şans
FanfictionHande Baladın fan kurgudur. Hande takımdan kimseyle shiplenmeyecek, hatta takım ve kamp konusu doğru düzgün işlenmeyecektir. Canım sıkıldığı için yazıyorum.