Meris
Hızla sahneye yetişmeye çalışırken bir yandan da Hande'nin dediklerini düşünüyordum. Ona sinirlenmiştim, dikkatini dağıtacak hiçbir şey yapmamama rağmen kafasını toplayamadığı için beni görmek istemediğini söylemişti. Buna bir çözüm arayacağına aklına gelen ilk yolu uygulayıp benden uzaklaşmıştı. Resmen beni görmek istemiyordu. Ben bu düşüncelerle boğuşurken telefonum çaldı. Beyza? Bu saatte? Fazla bekletmeden telefonu açtım.
Mekana gelip arabayı park ettiğimde hala telefonla konuşuyordum. Benim derdim yetmez gibi bir de bu çıkmıştı. Neyse ki fazla uzun sürmedi ve ben kapıdan girerken telefonu kapattı. Ekrana baktığımda Hande'nin mesaj attığını gördüm.
Hande: Araba kullanıyorsun diye aramak istemedim hayatım. Düşündüm de Yasemin'e ben söylesem daha iyi. Sahne için de bol şans sevgilim.
Meris: Tamam. Teşekkürler.
Telefonu cebime atıp içeri girdim. Zehra her zamanki gibi sahneyi en net gören masaya oturtmuştu herkesi, Deniz de onlarlaydı. Yanlarına gidip Zehra'nın omzuna kolumu yasladım.
Meris: Yine kapmışsın en güzel masayı Zeze'm.
Zehra: Her zaman, biliyorsun.
Meris: İlkin hoşgeldin sen de, seni görmek sürpriz oldu.
İlkin: Hoşbulduk canım. Özledim sahnenizi hazır fırsat da bulmuşken kaçıp geleyim dedim.
Meris: İyi yapmışsın. Bu masa eksik yalnız.
Deniz: Harbiden Hande nerede?
Meris: O yok.
Deniz: Sonra mı gelecek?
Meris: Gelmeyecek.
Deniz: Hande? Senin sahnene gelmeyecek? Hem de uzun bir aradan sonra döndüğün sahnene? Üstelik arkadaşlarının neredeyse hepsi buradayken?
Meris: Uzatma Deniz. Gelmeyecek işte. Onun için dememiştim zaten ben, Elif nerede?
Saliha: Gio onu bugün haşat etti. Gelmeye hali kalmamış ama sana selam söyledi. Bir de "Ben de yokum kendini içinden çıkamayacağı durumlara düşürmesin bu gece" dedi.
Saliha'nın bu cümleyi bütün ciddiyetiyle bana iletmesi kahkaha atmama sebep olmuştu. Elif can yeleğim olma rolünü üstlenmişti ve bundan da oldukça mutlu gibi duruyordu. Kızlara Hande'nin bana attığı mesajdan bahsetmem lazımdı yoksa her an biri pot kıracaktı ama Yasemin buradayken bunu onlara söyleyemezdim. Hiçbir arkadaşından çekinmeyen Hande'nin Yasemin konusunda böyle bir şey istemesi beni şaşırtmıştı. Kendi söylemek istiyor demek ki düşündüm.
Yasemin: Ben bir lavaboya gideceğim. Var mı gelen?
Keşke dilek hakkımı başka yerde kullansaydım diye düşündüm. Kimse gitmeyeceğini söylediğinde Yasemin kalktı. Masadan uzaklaştığında kızlara döndüm.
Meris: Arkadaşlar Hande benimle sevgili olduğunu Yasemin'e daha sonra kendisi söyleyecekmiş, pot kırmayın.
Deniz: Aa bilmiyor muydu ki?
Meris: Hayır, bir şey mi söyledin?
Deniz: Yok şaşırdım sadece. Hem nerede Hande? Ne senin bu halin?
Meris: Dikkatini dağıtıyormuşum. İşiyle ilgilenirken görmek istemiyormuş beni aklı bende kalmasın diye. Ne eve geliyor ne görüyorum kaç gündür, buraya da gelmez herhalde çok uzun bir süre.
Zehra: İyi mi ya bu kız? Bütün gün kafamın etini yedi Meris Meris diye, sana da öyle mi söyledi?
Meris: Öyle söyledi.
![](https://img.wattpad.com/cover/315328727-288-k998189.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şans
FanfictionHande Baladın fan kurgudur. Hande takımdan kimseyle shiplenmeyecek, hatta takım ve kamp konusu doğru düzgün işlenmeyecektir. Canım sıkıldığı için yazıyorum. G×G hikaye. Fobiklere şimdiden açık yollar diliyorum.