Sonunda

957 44 130
                                    

Yazarken zorlanmaya başladım, yazabildiğim zaman hemen atıyorum zaten bölümü. Artık her gün bir bölüm atamayacağımı düşünüyorum.

Bölüme yaptığınız yorumlar beni en mutlu eden şeylerden biri, lütfen yine yoruma boğun beni. İyi okumalarr

Meris

Derin'in daha fazla konuşmasını istemiyordum. Kendimi toparlayıp Hande'ye döndüm. Bana biraz kırgın bakıyordu. Ellerini tuttum ve gözlerinin içine bakarak gülümsedim, güzel yüzünü görünce gülümsemekten başka ne gelirdi ki zaten insanın elinden?

Meris: Hande'm bakma bana öyle. Derin'in sözleri karıştırmasın aklını, onu görünce sadece şaşırdım ve aklıma gelen tek şey yaşadığım kötü zamanlar oldu o yüzden üzüldüm. Anla beni.

Hande: Merak etmedim değil şu bana anlatmadığın efsane aşk hikayeni

Meris: Her şeyi evimize dönünce anlatacağım sana, şimdi senden sadece bana güvenmeni istiyorum. Ben neyi ve kimi istediğimi çok iyi biliyorum, seni kendimden bile çok seviyorum. Lütfen bana inan.

Hande dediklerimden sonra kocaman gülümsedi ve ellerindeki ellerimi daha da sıkı tutarak beni kendine çekip yanağımdan öptü.

Simge: Bu kıza dikkat edin, manipülasyon yeteneği çok yüksek bunun. Hande'yi şu halde bile bu kadar çabuk sakinleştirdiyse korkarım ben artık Meris'ten

Hande: Boş boş konuşma Simge, tamam kurduğu cümleler aklımı başımdan alıyor olabilir tamam beni hep bu şekilde sakinleştiriyor da olabilir ama güveniyorum ben Meris'e ne var?

Saliha: Terör estiriyordun en son kıskançlığın yüzünden Hande'cim, dinlemiyordun hiç Meris'in uzun cümlelerini?

Hande: Tanıyorum artık Meris'i

Meris: Siz ne olsun istiyorsunuz ya girmesenize aramıza. Geç bebeğim otur, ayakta kaldın.

Simge: Şu devasa kıza hala bebeğim diyor ya çıldıracağım. O bebekse ben neyim fetüs falan mı?

Simge'ye dil çıkarıp Hande'yi belinden tuttum ve bar sandalyesine yönlendirdim. Hande oturduğunda kolumu omzuna attım ve o da başını omzuma yaslayıp omzundaki elimi tuttu. Böylece Karya arkamızda kalmıştı. Sahneye daha yarım saatten fazla vardı, Derin'se Özgür'ün onun kulağına söylediği birkaç şeyden sonra hızla gitmişti. Deniz bize bakıyordu.

Meris: Deniz neden öyle bakıyorsun?

Deniz: Kıskançlıktan. Allah'ım ne zaman ya ne zaman?

Deniz'in dediğine hepimiz gülmeye başlamıştık. Bu kız gerçekten ruh hastasıydı.

Meris: Çok sevdiğin zaman canım.

Özgür: Ee ne içersiniz? Alıp geleyim ben

Hepimiz Özgür'e istediklerimizi söyledik ve sohbet etmeye başladık. Hande'nin yanından bir saniye bile ayrılmıyordum. Her ne kadar anlayışlı davransa da içinin içini yediğine emindim. Ona her zamankinden daha çok sevgi sözcükleri kullanıyordum ve sürekli temas ediyordum. Hande de bundan mutlu gibiydi.

Deniz: Meris bize bateri şov da yaparsın belki bu gece?

Özgür: Benden memnun değilseniz gidebilirim?

Deniz: Kıskanma be hemen

Saliha: Bateri de mi çalıyorsun Meris?

Hande: Müzikle ilgili her şeyi yapabiliyor benim canımın içi, on parmağında on marifet.

Hande'nin dediğine gülüp yüzüne ve boynuna öpücükler bırakmaya başlamıştım, canının içi olduğumu söyleyen kadına bakın delireceğim mutluluktan. Hande de gülüyordu. Simge'nin konuşmasıyla öpmeyi bırakıp Hande'ye daha sıkı sarılmıştım ve iyice kendime çekmiştim.

Şans Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin