Arkadaşlar selam, naber?
Bu bölüm İlkin'den geldi. Yengeniz İlkin - Deniz ikilisinin konuşmasını okumak istediği konusunda çok netti, bana da yazmak düştü.
Hikayedeki Deniz'i nasıl hayal ediyorsunuz bilmiyorum ama yengeniz için o Deniz Işın. E tabi doğal olarak benim için de öyle. Alev ateş bir Deniz'imiz var yani.
He bir de sizin için yaptığı photoshopu bölüm resmi olarak bırakıyorum.
Yorum vs falan her bölüm söylemek istemiyorum, kırmayın beni lütfen işte.
İlkin
Arabama bindiğimden beri aklımdan geçen tek şey Deniz'di. Elif'le konuştuğumuz günün üzerinden çok zaman geçmişti, Deniz'le her geçen gün daha fazla vakit geçirmeye başlamıştık. Bir şeylerin farklı olduğunu biliyordum ama ne olduğunu anlamlandırmakta sorun yaşıyordum. Ya da kabullenemiyordum, bilmiyorum. Elif benim de ondan hoşlandığımdan emindi. Ne kadar reddetsem de ben de Deniz'in benim için sadece bir arkadaş olmadığını, yavaş yavaş ona çekildiğimi hissediyordum içten içe.
Yoldaki adamın bana yürüdüğünün farkındaydım ve sesimi çıkarmadım. Çünkü Deniz'in tepkisini merak etmiştim. Bozulduğu belliydi ama sesini çıkartmadı. Bana tavır da almadı. Bu daha da şaşırmama sebep oldu. Tamam ona ümit vermiyordum ama bana gösterdiği ilginin hoşuma gittiğini de belli ediyordum. Bana ya da karşıdaki insana yükselmeden, benden uzaklaşmadan, sadece modunun düşmesi garip bir şekilde hoşuma gitti. Sınırını bilen biri olması güzel bir şey.
Bunları düşünürken çoktan eve girip üzerimi değiştirmiştim bile. Biraz düşünmeye ihtiyacım olduğunu hissediyordum. Kendime bir kahve yapıp camın kenarındaki koltuğa oturdum. Çok geçmeden kapı çaldığında şaşırmıştım. Kimseyi beklemiyordum ve kimse bu saatte habersiz gelmezdi. Korkarak kapıyı açtığımda karşımda duran kişi Deniz'di. Daha da korktum.
İlkin: Deniz iyi misin? Bir şey mi oldu?
Deniz: Girebilir miyim İlkin?
İlkin: Tabi tabi geç, iyi misin sen? Bir sorun mu var?
Deniz: Korkulacak bir şey yok merak etme. Yani, umarım yoktur.
Anlamaz gözlerle ona bakarken çoktan salona geçmiştik bile. Gittikçe daha çok geriliyordum.
İlkin: Deniz ne oluyor? Hiçbir şey anlamıyorum. Herkes iyi mi?
Deniz: Herkes iyi. Korkulacak bir şey yok. Sadece artık açıkça konuşmak istiyorum seninle. Yüzyüze.
Yerimde kıpırdandım rahatsızca. Uzun zamandır devamlı denilebilecek kadar çok mesajlaşıyorduk Deniz'le. Yüzyüze kelimesini bastırarak söylemesi bu yüzdendi, biliyordum. Biraz da bu yüzden emindim bana karşı bir şeyler hissettiğimden. Meris'in Hande'den sonra durulup, gözünün ondan başka kimseyi görmemesi gibiydi bu hali. Meris'in tahtını devrettiğini söylediği Deniz bana kendi isteğiyle hesap veriyor ve çoğu şeyde fikrimi alıyordu. Elif eski hallerinden bahsettiğinde inanamıyordum, benim yanımdakiyle o bahsedilen insan bambaşkaydı. Hızlı bir hayatı olduğu söylenen Deniz, biz konuşmaya başladığımız zamandan beri evden işe, işten eve bir hayat yaşıyordu. Fazla sakin, akılcı, mantıklı ve olgun bir kadın vardı karşımda. Elif'in bahsettiği uçarı Deniz'i neredeyse hiç yakından görmemiştim ben. Kaçmak istediğim bu konuşmadan sıyrılamayacağımı kabullendim. Kabullendim ama en azından zaman kazanmaya ihtiyacım vardı.
İlkin: Kahve yapayım sana da
Deniz: Bira var mı?
İşte bu da bir ilkti. Deniz'le ne zaman vakit geçirsek tüm tercihleri bana bırakıp ağzını açmazdı. Seçenek sunduğumda bile sen hangisini daha çok seviyorsan o olsun derdi. Deniz ilk defa benden onunla vakit geçirmemin dışında bir şey istemişti. Onun da ne kadar gergin olduğunu görebiliyordum. Hafif bir tebessümle onaylarak çıktım salondan.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şans
FanfictionHande Baladın fan kurgudur. Hande takımdan kimseyle shiplenmeyecek, hatta takım ve kamp konusu doğru düzgün işlenmeyecektir. Canım sıkıldığı için yazıyorum. G×G hikaye. Fobiklere şimdiden açık yollar diliyorum.