İnsanlar seni yemez Meris

495 52 170
                                    

Selaam, biraz arayı uzattım biliyorum ama geldim. Keyifli ve uzun bir bölüm oldu bence.

Yoruma boğsanız ya bu bölümü, düşük olan modumu unutturun lütfen bana.

Meris

Bitmeyen sabah yapmışlar o da gelmiş bugünü bulmuş. Uzadıkça uzadı kahvaltı faslı, hala masanın etrafında ellerimizde kaçıncı olduğunu saymayı çoktan bıraktığım çay ya da kahve bardaklarıyla sohbet ediyoruz. Şimdi böyle anlatınca şikayetleniyorum gibi duyuldu ama aslında çok memnunum halimden. Sevgilim, en yakın arkadaşlarımdan ikisi ve tanışma şansı yakalayabildiğim iki muhteşem kadın var yanımda. Konuştukça konuştuk, her konu başka bir konuya bağlandı ve hepimiz halimizden memnunuz. Saat çoktan öğleni geçmişti ve Hande şu hayranları olduğumdan bahsettiğim iki kadına adadaki sarhoş hallerimi anlatıyordu.

Hande: Takmışlar bir de tribün bestesi gibi bir meyhane şarkısına Meris bağıra bağıra onu söylüyor. Simge'ye baktım bir ara duygulanmış falan Meris'i susturmaya çalışıyor, Meris'te Simge'yi azarlıyor beni dinlemek için para verenler var vs diye

Meris: Senin arkadaşın sanat cahiliyse ben ne yapabilirim ama

Hande: Ha şimdi benim arkadaşım oldu öyle mi? Dün gece Simge'ye başbaşa date teklif ederken öyle demiyordun?

Meris: Off tamam harika biri, kabul. Ee devamını da anlatacak mısın sarhoş olduğum gecenin?

Hande'nin aklına gelen şeyleri Eda ve Meryem ablaya anlatamayacağını biliyordum. Meris beni öp dedi ben de öptüm diyemez, bayılır utancından. Sevgilime baktığımda kızarmış yanaklarıyla konuyu değiştirecek bir şeyler mırıldandığını gördüm. Gülerek kendime çekip şakağından öptüm yeniden.

Meryem: Senin de maşallahın varmış Meris, göbek adı bela olarak takılanlardansın herhalde

Meris: Yav yok Mario'm Mavi Şimşeğim de, sizin arkadaşınız olan aşk kadın Balacun beni terk edince biraz deliye vurdum galiba kendimi

Hande: Tabi tabi normalde hiç öyle huyları yoktur, sahne yaptığı mekanda kıskançlıktan birilerini dövdüğü ya da Hande sen içme ben sarhoş olmak istiyorum dediği hiç olmaz. Hıhı evet.

Eda: Müşterilerini mi dövüyorsun Meris?

Meris: Lütfen o konuya girmeyelim çünkü hatırladıkça lavukları bulup hastanelik etme isteği basıyor bünyemi.

Ben sinirle söylenirken hepsi gülüyordu. Komik mi şimdi bu? Şaka mı yapıyorum ben?

Meris: Ciddiyim ya! Zaten Hande korktu diye doğru düzgün dövemedim, içimde kaldı.

Hande: Hayatım gerçekten hala abuk subuk konuşan iki hadsize mi sinirlisin sen?

Daha çok gülmeleri sinirlerimi bozuyor ama bak. Ciddi bir konu bu. Karşımda oturan Yasemin'e döndüm.

Meris: Yüzümde dikkatini çeken değişik bir şey var mı Yaso'cum?

Sorumla hepsi bana dönmüş anlamaz gözlerle bakıyorlardı. Ama ne yapabilirim bilmem gerekiyor. Yasemin gözlerini kısmış dikkatle bana bakarken bu soruyu sormam gereken en doğru kişiye sorduğumu anladım. Dikkatli bakıyor, aferin.

Yasemin: Ne gibi? Ne oldu?

Meris: Ne bileyim alnımda bir gavat yazısı falan? Ben aynadan göremiyorum ama belki size gözüküyordur diye şey ettim

Hepsi yeniden gülmeye başlayınca ben de gülmüştüm bu sefer. Beni kendine çekip yanağımdan öpen sevgilimin omzuna kolumu attım hemen. Saçlarına burnumu yasladığımda Baladın yetersizliğinden ölmek üzere olduğumu fark ettim. Derin bir nefes aldım saçlarından, çok şükür bugün de yırttık kefeni.

Şans Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin