9'🩸

713 37 5
                                    

Ertesi Gün...

Savaş ağabey Emre'nin olayını araştırmış ve bir sonuca ulaşamamıştı henüz. O kadar iyi gizlemişlerdi ki geçmişlerini Savaş ağabey bile zorlanıyordu.

Hala teklife yanıt vermemiştim ve beni arıyorlardı. Tüm gün ne işe gidtmiştim ne de telefonlara yanıt veriyordum.

Haktan ve ikizler de dünden beri yoklardı. Gidiş o gidişti, bir daha da karşılaşmamıştım. Aramamıştım da, sonuçta evimde kalmalarından pek hoşnut değildim.

Zeynep ablamlardan yeni dönmüştüm eve ve saat akşam sekizdi. Aldığım hazır yemekleri tabaklara hazırlarken bir yandan da düşünmeden edemiyordum.

Emre olayından birşey çıkmasa bile bugün işe gitmediğim için çoktan işten çıkartılmış olabilirdim.

Arzu ile de konuşamıyordum. Daha doğrusu rahatsız etmek istemiyordum. Sonuçta yeni evlenmişti, onun da kafasını bunlarla doldurmak istemiyordum.

Yemeği masaya indirip yemek için oturmak üzereyken kapı çalmıştı.

Bu da kimdi? Akşamın bir vakti kim gelmiş olabilirdi?

Haktan ve ikizleri aklımdan geçirmiştim ya kesin hissedip yine kapıma damlamışlardı

Usulca kapıya doğru ilerlerken kapı bir kez daha çalmıştı. Kapıyı açmadan önce delikten baktığımda gözlerim büyümüş ve hemen kapıyı açmıştım.

Açar açmaz Haktan'ın bedeni üzerime doğru yığılmıştı. Zar zor tutabilmiştim ve zar zor dengemi sağlayabilmiştim.

"Yavaş, yavaş!"

Yavaş olmasını söyleyerek kolunu omzuma atıp kapıyı ardımızdan kapatarak salona soktum.

"İçtin mi sen? Ciddi misin?"

Söylene söylene Haktan'ı koltuğa fırlattığımda dudaklarından bir inilti çıkmıştı.

Salonun ışığını yaktığımda gördüğüm manzara karşısında şok içerisine girmiştim. Üzerindeki t-shirt full kandı.

"Ne oldu sana! Haktan neden hastaneye gitmedin!" diyerek yanına oturup kanın geldiği yere bakmak için t-shirtini kaldırmak istedim.

Bileğimi tutmuştu. Eli buz gibiydi, bakışlarımı yüzüne çevirdiğimde bembeyaz kesilmiş teniyle yüzüme zar zor bakıyordu.

"Sen yapmalısın."

"Ne!? B-Ben asla yapamam hayır! Kalk has-"

"Zola yapmalısın!"

Sesini yükseltmesi enerjisini daha da çok çürütüyordu. Başını geriye atarak zar zor nefes almıştı.

"Bıçak, ısıt ve kurşunu içeriden çıkar."

Yapamazdım, hayatımda ilk defa böyle birşey ile karşılaşıyordum. Asla yapamazdım.

"Haktan-"

Bileğimi usulca bırakıp baygın gözleriyle baktı.

"Yap şunu."

Güçsüzdü, eğer ısrar etmeye devam edersem pes edecekti. Birinin ölmesini izleyemezdim. Ayağa kalkıp koşarak mutfağa girdim.

İkizler neredeydi? Haktan neden yaralanmıştı? Ve neden hastane yerine bana gelmişti?

Temiz bir bıçak çıkartıp ocağı yakarak etrafını ısıtmaya başladım. Nasıl yapacağımı bile bilmiyordum.

Elim ayağım titriyordu. Gözlerim dolu dolu bıçağı ısıtmayı başarmış ve ketılda ki sıcak suyu bir kaseye boşaltmıştım. Hemen ardından koşarak salona girmiştim. Zorla ışığı yakıp aydınlığını artırmıştım.

TUTUNAMAYAN ELLER🩸 (+18) (TOXİC SERİSİ III)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin