Tamamen taşınma kararı alalı tam üç ay olmuştu. Ailem ile görüşmüş ve artık gitmeye karar vermiştim. Sürekli kırılmaktan ve sürekli incinmekten bıkmıştım.
Burada tek başıma savaşmaktansa ailem ile birlikte olur onların desteği ile insanlara karşı güçlü olurdum. İşten çıkmıştım, zaten patron da işe habersiz gelmediğim zamanların birikintisi olarak hemen kabul etmişti.
Hayatımı fırtına gibi sürüklemişlerdi. Arzu ile tanıştıktan sonra beyaz atlı prensimi burada bulacağımı düşünürken aksine beni hayattan soğutan iki adamdan da darbe yemiştim.
Dünyam burnumdan gelmişti. Üç ay neden beklediğimi bende bilmiyordum. Arkadaşım ile bu mevzuyu konuşmak zamanımı almıştı. Arzu yeni hamileydi ve ona destek olmam için sürekli yanına çağırıyordu.
Ateş de ilgileniyordu ama şirkette ki işlerini halledebilmesi için arada gitmesi gerekiyordu ve ona destek olmasını istediği tek kişi bendim. Tuhaf ama sürekli beni çağırıyordu. Ailesi yanındayken dostunu çağırmayı tercih ediyordu.
"Zola yine daldın?"
Koltukta oturmuş yere dalmıştım. Tam üç ay geçmişti üzerinden. Zaman ne kadar da çabuk geçiyordu.
Bakışlarımı Arzu'ya çevirdim.
"Kusura bakma biraz yorgunum."
"Saçmalama, yorgun olamazsın. Yarın öğlen cinsiyet partisi var. Bana destek olman gerekiyor."
Arzu'nun bu sert konuşmasını bir başkası duysa emir verdiğini düşünüp sinirlenirdi ama onu tanıyordum. Üç aydır ayda bir haftam onunla geçmişti ve bu kadar desteğimden sonra yanında durmamı istiyordu.
"Yarın ama değil mi? O zaman bugün yorgun olmamda bir sıkıntı yok."
Arzu eli karnında kaşlarını çatarak bana bakmıştı. Bakışına sorguyla karşılık verdiğimde yanıma oturmuş ve sonunda konuşmuştu.
"Sende bir tuhaflık var Zola. Neredeyse üç aydır o kadar durgunsun ki seni tanıyamıyorum. Bir şeyler oluyor da benden mi saklıyorsun?"
Dirseğimi koltuğun sırtına yaslayıp ona bakmaya devam ettim.
"Ne gibi bir tuhaflık?"
"Evlendiğim günden bu yana eski Zola'yı göremez oldum. Etrafına eğlence saçan ve çirkef arkadaşım gitmiş yerine hayattan soğumuş bir kız gelmiş. Başlarda işin yoğunluğundan dedim çünkü aynı şeyleri bende yaşadım. Ama işten de çıktın ve önce ki halinden daha betersin. Bir sıkıntın var da bana mı söylemiyorsun?"
Beni izliyordu, fark ettirmeden hareketlerime dikkat ediyormuş. Arzu umursamaz görünse de aslında değer verdiği insanları sürekli gözlemliyordu.
Ona anlatmalı mıydım?
Ama o hamileydi. Anlattıklarımı kaldıramazdı, özellikle de Gümüş'ün Haktan'dan bebeğini olduğunu duyarsa Allah korusun bebeğini bile düşürebilirdi.
"Evet bir sıkıntı var. Yoksa sen aşkla geldiğin bu ülkeden taşınmazdın. Zola ne oluyorsa artık bana anlatma zamanın geldi."
Cevap vermediğim için kendine cevap vererek yeniden soru yöneltmişti.
"Aslında çoktan taşınmıştım ama senin için biraz erteledim."
Verebileceğim max cevap buydu. Kalanını asla anlatamazdım. O hamileydi ve yaşadıklarımı öğrenirse öfkeden delirirdi.
Arzu elini omzuma koyup aynı ciddiyetle gözlerime bakmaya devam etti.
"Biliyorum, aslında bilerek yaptım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUTUNAMAYAN ELLER🩸 (+18) (TOXİC SERİSİ III)
Ficção Adolescente"Sana dokunamam." dedi ellerini ellerimin arasından çekip. "Ne? Neden?" "Sana dokunamam çünkü kalbim sana ait değil." ...... "Bana dokunma." dedim korkuyla. "Sana söz veriyorum sen istemeden sana dokunmayacağım." Arkadaşının ölümünden sonra iki aşk...