"Sen kal burada."
Kadının odasına girerken Gümüş'e tıpkı planladığımız gibi kalmasını söylemiştim. Kadın bize şüpheyle bakarken daha fazla dikkat çekmeden odaya girip kapıyı ardımdan kapattım.
Masasına oturup ellerini birbirine kenetleyerek gayet ciddi ve sakin bir şekilde bakmıştı bana.
Masasına doğru gidip ellerimi masaua vurarak ilk konuşmayı başlattım.
"Zola nerede?"
Kadın masaya vurduğum ellerimden beni süzerek gözlerime ulaşmıştı.
"Zola artık yok."
Kaşlarımı çatarak başımı hafifçe sağa doğru eğdim.
"Anlamadım?"
"Duydun, Zola artık yok. Bu meseleye karışmaması gerekiyordu ve karıştı. Artık yok."
"Sen benimle dalga mı geçiyorsun lan?"
"Dalga geçiyor gibi mi görünüyorum? Bizi ele veren oydu ve artık burada değil."
Gülerek masadan uzaklaştım. Arkamı dönüp elimi yüzümden geçirdim.
"Eğer onun kılına zarar verdiyseniz hepinizi kendi ellerimle tek tek yok ederim."
"Tek başına bir devlet mi oldun sen? Bu işin içini araştırmamalıydın Haktan. Önce mesleğinden oldun sonra arkadaşından, şimdi de sevgilinden."
"Bana bak lan!" diyerek yeniden ona dönüp üzerine doğru yürüdüm ve tam karşısında durdum.
"Size ilk ve son gelişim olacak. Ya Zola'yı bana verirsiniz ya da işin içine başka adamlar girer."
"Başka adamlar?"
"Savaş Keskin, Arzu Keskin, Ateş Turnaz gibi adamlar."
Kadın onların ismini duyunca oturduğu yerden ayağa kalkmıştı. Tuhaftır ki onların ismi onu ürkütmüştü.
"İnan bana Emre gibi bir adama Savaş Keskin bile karşı çıkamaz. Onu tanımıyorsunuz. O istediğini alır, istediğiniz gücü getirin asla vermez. Kızı öldürür ölüsünü bile vermez. Bu konuda inanabilirsin bana."
"Sende bana inan sürtük, tek başıma tek hamlemde Zola'yı o orospu çocuğunun elinden alacağım."
"Eğer Savaş Keskin'i bu işe karıştırırsan çok kan çıkar Haktan."
"İsterse şehir kana bulansın! Zola'yı bana vermeden ve kardeşimin intikamını almadan durmayacağım!"
"Ya sana kardeşin yaşıyor dersem?"
Sadece bakmıştım, Ayaz'ın yaşadığını iddia ediyordu. Zola'nın söyledikleri doğru mu çıkıyordu?
"Ayaz'ın yaşadığını söylesem Zola'dan vazgeçer misin?"
"Ne diyorsun lan sen?"
Kadın kaşlarını kaldırıp başını salladı.
"Sen bu söylediklerimi bir düşün ondan sonra yeniden bana gel."
Masasına yeniden oturmuş ve yeniden konuşmuştu.
"O zaman seninle güzel bir anlaşma yapabiliriz."
Ayaz yaşıyor muydu? Gerçekten gözlerimizle gördüğümüz o patlamadan sağ mı çıkmıştı?
Kadının koltuğunu kendime doğru çevirip üzerine doğru eğildim.
"Eğer Ayaz yaşıyorsa bana bir kanıt sun."
"Eğer sunarsam Zola'dan vazgeçecek misin?"
"Kanıt getir o zaman konuşalım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUTUNAMAYAN ELLER🩸 (+18) (TOXİC SERİSİ III)
Teen Fiction"Sana dokunamam." dedi ellerini ellerimin arasından çekip. "Ne? Neden?" "Sana dokunamam çünkü kalbim sana ait değil." ...... "Bana dokunma." dedim korkuyla. "Sana söz veriyorum sen istemeden sana dokunmayacağım." Arkadaşının ölümünden sonra iki aşk...