54'🩸

435 19 5
                                    

Eve girerken Emre'nin girdiği evden bağırış sesleri geliyordu. Zili çalıp sesleri dinlemeye çalışırken ağabeyim müsaade etmemiş ve hemen açmıştı.

"Zola geldin demek."

İşaret parmağımı dudağına bastırarak karşı daireye yeniden döndüm.

"Bizi gördü ve tartışıyorlar."

"Dinlemek ayıp gel gir."

Beni zorla eve soktuğunda ayakkabılarımı çıkartıp kendimi salona attım. Ağabeyim hemen karşıma oturmuş ve merakla yüzüme bakmıştı.

"Ne konuştu siz?"

Kıvırcık saçlı kahveyi andıran kahve gözleriyle bana bakarken arkama yaslandım. Ağabeyime herşeyi anlatacaktım ve nasıl bir tehlikede olduğunu söyleyecektim.

"O kız aslında..."

Bütün yaşadıklarımı baştan aşağıya ağabeyime anlatırken ağabeyim iki şarap ve tatlı yiyecekler getirmişti. Karşılıklı oturmuş ayrıntısına kadar anlatmaya devam etmiştim.

Bazı yerleri kendi dilimizde anlatmıştım ki daha iyi anlayabilsin. Bazı yerlerinde gülmüş bazı yerlerinde sinirlenmiş bazı yerlerinde hüzünlenmiştik.

Anlatımım bittiğinde ağabeyim şarap şişesinin son yudumunu da içtikten sonra arkasına yaslanıp derin bir nefes bıraktı.

"Baya çok şey yaşamış sen ve bunlardan hiç bahsetmedin bana."

"Nasıl bahsedebilirdim? Hemen annemlere söylerdin ve buraya gelirdiniz."

Ağabeyim bana dönüp ellerimden tuttu. Yüzüne hüzün çökmüştü.

"Zola biliyorsun ki kardeşimizi kaybettik ve ikimiz de yalnızız. Sen bana anlatmayacak ben sana anlatmayacak biz kime anlatacak?"

"Haklısın ağabey ama sizi orada endişelendirmek istemedim."

"Çok zor zamanlar geçirmiş sen, ama atlatmana sevindim. Arkadaşın ımmm adı neydi?"

"Arzu."

"O da çok zor zamanlar geçmiş."

Alnımdan öpüp sıkıca sarıldı.

"Ama artık ben yanında ve seni asla bırakmayacak."

İri ve geniş sırtına sıkıca sarılıp gülümsedim.

"İyi ki geldin ağabey buna gerçekten ihtiyacım vardı."

"Artık hep burada ben kıvırcık kafa!"

Saçlarımı daha çok karıştırmaya başladığında kendimden itip kızdım.

"Sana şunu yapma diyorum ya of!"

"Hoşuma gidiyor! Neyse..."

Ağabeyim oturduğu yerden zar zor kalkarak bana döndü.

"Ben yatar, sende yat yarın gidecek işe."

Başımı sallayıp sendelene sendelene giden ağabeyimin arkasından gülerek baktım.

O gider gitmez arkama yaslanıp Emre ile konuşmalarımı düşündüm. Ona nasıl yaklaşırsam bana öyle geliyordu. Asansörde olan konuşmam saldırganca olduğu için öyle yapmış bankta olan konuşmam sakin ve yumuşak olduğu için bana içindeki kendiyle gelmek için çabalamıştı.

Sanki beni görünce eski Emre olmak istiyor ama bişeyler onu engelliyordu. Kaşlarımı çatarak kutlama yemeğine döndüm.

Orada ne olacaktı da benim gelmemi istememişti acaba? O kadar merak ediyordum ki bir an önce yarın olsun istiyordum.

TUTUNAMAYAN ELLER🩸 (+18) (TOXİC SERİSİ III)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin