Kahvaltımı yaparken bir yandan da ne giyineceğimi düşünüyordum. Cinsiyet partisinde ne giyilirdi ki?
Öz olmasam da bebeğin teyzesiydim. Kız mı olmasını isterdim erkek mi?
Son lokmamı da ağzıma atmış düşünmeye devam ederken kapı çalmıştı.
"Bu saatte kim gelmiş olabilir?"
Kendi kendime konuşurken ayağa kalkıp kapıya doğru yürüdüm. Delikten kim olduğuna bakmadan açtığımda karşımda gördüğüm kişiyle kaşlarım havalandı.
"Gülce?" dedim şaşkınlığımı belirterek.
Bütün enerjisiyle el sallayarak izin vermemi beklemeden eve girmişti.
"Günaydın! İleride bir pastane gördüm ve hemen sıcak sıcak poğaça aldım. Umarım kahvaltıya yetişmişimdir."
Şaka mıydı bu?
Elindeki poşetlerle birlikte konuşarak mutfağa girdiğinde peşinden girdim. Masada kahvaltılıkları görünce bir anda modu düştü.
"Yetişemedim mi?"
Sesi üzgün gelmişti. Biz ne ara samimi olmuştuk ya?
"Yok gel otur bende yeni başlamıştım zaten."
"Ah harika o zaman!"
Elinde ki poşeti bana uzatıp sandalyeye oturduğunda şaşkınlığım biraz daha artmıştı.
"Ne oldu? Kötü bir hareket mi yaptım?"
Poşeti elinden alıp gülümsedim. Zoraki...
"Yok sadece kahvaltıya gelmeni beklemiyordum."
Poşetin içerisinden poğaçaları çıkartıp tabağı hazırlarken cevap vermişti.
"Erkek arkadaşımın bugün önemli bir toplantısı varmış. Yalnız başıma kahvaltı yapmaktan hiç hoşlanmıyorum. Bu yüzden aklıma ilk sen geldin, hemde kaynaşmış oluruz diye düşündüm. Ayıp mı oldu?"
Tabağı masaya indirip çayını da koyarak yerime oturdum.
"Yok iyi yaptın bende tam birilerinden fikir almak istiyordum."
"Ne konuda?"
"Bugün en yakın arkadaşımın cinsiyet partisi var. Ne giyineceğimi asla karar veremedim."
Poğaçasını yerken düşünmeye başlamıştı.
"Aklında belirlediğin elbiseler var mı?"
"Aslında yok."
Gülce gözlerini kısarak beni baştan aşağıya süzmüş ve ardından gözlerini kocaman açarak konuşmaya başlamıştı.
"Bir fikrim var!"
O kadar heyecanlı söylemişti ki hemen ayaklanmıştı. Yanıma gelip elimi tutarak gülümsemişti.
"Hadi odana gidelim."
Kaşlarımı şaşkınlıkla kaldırarak ona bakarken tuttuğu elimle ayağa kalktım. Mutfaktan çıktığımızda odamı gösterip beraber girdik.
Odama bir göz atıp tekrar bana döndü.
"Yanlış anlamazsan sana bir şey demek istiyorum."
Zengin kızıydı tabi ki de odamın küçük olduğundan bahsedecekti.
"Tabi söyle." dedim o küçümseyici konuşmaya hazırlanarak.
Yüzünde ışıklar saçarak konuşmaya başladı.
"Prenses odası gibi odan!"
Şaşkınlıkla bu sefer kaşlarımı çatmıştım. Zengin kızı odamı beğenmiş miydi?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUTUNAMAYAN ELLER🩸 (+18) (TOXİC SERİSİ III)
Teen Fiction"Sana dokunamam." dedi ellerini ellerimin arasından çekip. "Ne? Neden?" "Sana dokunamam çünkü kalbim sana ait değil." ...... "Bana dokunma." dedim korkuyla. "Sana söz veriyorum sen istemeden sana dokunmayacağım." Arkadaşının ölümünden sonra iki aşk...