35'🩸

563 29 4
                                    

Ellerimi kulaklarıma bastırmış kurşunun bedenimi deldiğini düşünerek nefesimi tutmuştum. Haktan gür sesiyle bağırarak bana doğru koştuğunda gözlerimi yavaşça açarak bedenime baktım.

"İyi misin!"

Kollarımdan tutmuş bedenime bakarken bende bakışlarımı kendime çevirdim. Hayır beni vurmamıştı. Yapmamıştı, beni dinlemişti...

Haktan iyi olduğumu anladığı anda bakışlarını Emre'ye çevirmiş ve üzerine yürümek istemişti. Fakat Emre ondan önce davranarak kan çökmüş gözleriyle bağırmış ve ellerini saçlarından geçirerek silahı Haktan'a doğrultmuştu.

"Onu ve arkadaşlarını da al gidin buradan!"

Gözü öylesine dönmüştü ki Haktan daha fazla bir şey demeden beni kolumdan tuttuğu gibi peşinden götürmeye başlamıştı. Artık itiraz etmiyor ya da gitmemek için direnmiyordum çünkü Emre başarmıştı.

Öylesine psikopat biri hayatının ihanetini yedikten sonra ihanet eden kişiyi o an öldürmediyse bir daha öldürmezdi. Bunu hissediyordum...

Haktan beni kendi arabamın ön koltuğuna bindirmiş ve anında oradan uzaklaştırmıştı beni. Ama Emre'yi gözden kaybetmeden önce Şule hanıma kilitlenmiş şekilde sadece baktığını görmüştüm.

Sessizliğimi korumaya devam ederek başımı cama yasladım. İstediğim bu değil miydi? Onun elinden kurtulmak ve evime gidip bu pisliğin içerisinden çıkmak?

Yalnızca iki gün geçirmiştim onunla.

Kırk sekiz saat öncesine kadar ondan deli gibi korkuyordum. Şimdi ise onun adına endişeleniyordum. Neden böyle hissediyordum?

"Konuşmayacak mısın?"

Uzun yolun sessizliğini bozan ilk o olmuştu.

"Cümlelerimi harcamaya değmez." dedim usulca.

Oldukça yorgundum ve saat gecenin bir yarısıydı. Haktan ile tartışacak enerjiyi kendimde bulamıyordum.

Emre'nin yanındayken Haktan'a karşı bir şeyler hissediyor muyum diye kendimi çok sorgulamıştım ve cevabı beni kurtarmaya geldiğinde ne hissedeceğime bağlı tutmuştum. Beni kurtarmıştı ama hissettiğim tek şey hayal kırıklığıydı.

"Yorgunsun, yarın her şeyi konuşuruz. Şimdi eve gidene kadar biraz uyumaya çalış."

Beni düşünüyormuş gibi mi yapıyordu? Yoksa gerçekten düşünüyor muydu?

.....

Zola önümde dururken onu asla öldüremezdim. Ona bir söz vermiştim bunu yapamazdım. Silah elimdeyken neredeyse kendimi kaybetmek üzereydim fakat onun gözlerinde kendime gelmiştim.

Onun gittiğinden emin olduktan hemen sonra silahı yeniden ona doğrulttum. Karşımda ağlıyordu sadece ağlıyordu.

"Ben sana dostum dedim. Senelerce sırtımı yasladım sana ve asla ihanet etmeyeceğini düşündüğüm tek insandın."

Dedim çatallaşmış sesimle.

"Zorundaydım." dedi sadece.

"Zorundaydın?"dedim üzerinde doğru yürüyüp silahın namlusunu alnına bastırarak.

"Neyin zorunluluğu lan bu? Düşmanlarımdan öğrenecek kadar uzun süre saklamanın ne zorunluluğu vardı?"

"Sadece anlatmama izin ver."

"Şu an hala nefes alıyorsan sana izin verdiğim için."

Gözlerini bir kaç saniyeliğine kapatmış ve derin bir nefes alarak devam etmişti.

TUTUNAMAYAN ELLER🩸 (+18) (TOXİC SERİSİ III)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin