Tüylerim diken diken olmuştu. İliklerime kadar titrediğime yemin edebilirdim. Başımı hızla kaldırıp etrafıma bakındım. O arabanın alarmı boşuna çalmamıştı. Orada biri bizi izlemişti.
Bakışlarımı arabanın etrafında gezdirmeye devam ederken bugün gündüz başıma gelenler gelmişti aklıma. O mavi gözleri görür görmez Emre olduğunu düşünerek ona seslenmiştim.
Yoksa Emre hapishaneden çıkmış mıydı? Ama bu imkansızdı. En son teslim olmuştu ve cezasının otuz seneden başladığını duymuştum.
Etrafa bakınmayı bırakmamı sağlayan ikinci mesaj sesiyle bakışlarımı telefona çevirdim.
Aynı numaradandı...
05*********: Düşündüğün kişi değilim ama çok yaklaştın.
Bütün bedenim kaskatı kesilmişti. Kimi düşündüğümü nereden biliyordu? Mesaja cevap vermek yerine aramıştım.
Çalmadan meşgule düşmüştü. Yeniden ve yeniden denememe rağmen asla çalmamıştı. Başka çarem kalmamış ve mesajına cevap vermiştim.
Kimsin ve benden ne istiyorsun?
Mesaja saniyesinde cevap vermişti.
05*********: Yakında çok acı şekilde öğreneceksin.
Emre değilse kimdi? Haktan'a zarar verecekti.
Eğer Haktan'ın kılına zarar verirsen-
"Zola?"
Beklemediğim anda ismimi duyunca yerimden sıçrayarak bana seslenen kişiye baktım. Dilay ablaydı ve yüzümü görür görmez kaşları çatmıştı.
"Sen iyi misin? Rengin atmış."
Ellerimdeki telefon tir tir titriyordu. Dilay abla bana biraz daha çok yaklaşınca telefonumun ekranını kapatıp yüzüme sahte bir gülümseme yerleştirdim.
"İyiyim, tansiyonum düştü sanırım."
Kolumdan tutarak yardım etmek istemişti.
"Kendini iyi hissetmiyorsan seni eve bıraktırabilirim."
"Yok hayır bugün tek dostumun doğum günü onu bırakıp gidemem. Birazdan iyi olurum ablacığım merak etme."
"Tamam gel mutfağa gidip tansiyonunu ölçelim o zaman."
"İyiyim ben gerçekten sadece bir an başım döndü."
"Emin misin?"
"Evet, evet."
"Burada ne yapıyordun? Herkes arka bahçede ve pasta kesildi bile."
Bakışlarımı arabama çevirdim.
"Hediyemi almaya gelmiştim."
Dilay abla yüzüne masum bir gülümseme yerleştirdi.
"Canım benim..."
Bana sarılıp yeniden konuşmaya başladı.
"Arzu normalde asla kimseyle samimi olmazdı. Kimseyi dostu görmez ve kimseye güvenmezdi. Ama sen bu ön yargısını yenip ona güzel bir dost olduğun için sana çok teşekkür ederim. Onun yanında olduğun için sana minnettarım."
Sarılmasına karşılık verdim.
"O da benim tek dostum ve onu çok seviyorum."
Benden ayrılıp bir adım geri attı.
"Hadi geç kalma."
Başımı sallayıp gülümseyerek gidişini izledikten hemen sonra yeniden telefonumun ekranını açtım. Yarım kalan mesajıma baktığımda aniden bir sinirle cevap vereceğimi anlayarak mesajı sildim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUTUNAMAYAN ELLER🩸 (+18) (TOXİC SERİSİ III)
Teen Fiction"Sana dokunamam." dedi ellerini ellerimin arasından çekip. "Ne? Neden?" "Sana dokunamam çünkü kalbim sana ait değil." ...... "Bana dokunma." dedim korkuyla. "Sana söz veriyorum sen istemeden sana dokunmayacağım." Arkadaşının ölümünden sonra iki aşk...