1 Hafta Sonra...
Haksızlığa uğrayalı tam bir hafta olmuştu. Ben onlar için çabalarken onlar beni yanlış anlayarak yargılamış ve gitmişlerdi. Üstüne bir de tehdit etmişlerdi.
Kendimi o kadar suçlu hissetmiştim ki bir haftadır evden çıkmıyordum. Emre de bir haftadır beni arayıp sormuyordu.
Arzu ise bana ulaşamadığı için çok kızmıştı. Telefonda onu iyi olduğuma ikna etmeyi sonunda başarmıştım.
Çok bunaldığımı ve ailemi ziyarete gideceğimi söylemiştim. Düşündüğümün aksine resturantta görmemişlerdi beni. Arzu sadece beni görmeye gelmişti.
Söylediğim bahane yalan değildi. Gerçekten ailemin yanıan gitmek istiyordum. Hazır henüz işte bulmamışken ailemi görmeye gitmek bana da iyi gelirdi.
Bavulumun fermuarını kapatarak saate baktım. Sabah yediydi ve benim uçağım öğlen üçteydi.
Onca laflarından sonra hala onları merak ediyordum. Acaba birşey bulabilmişler miydi?
Odamdan çıkıp salona girerek oturdum. Elimde telefonla iki gündür aklımda olan şeyi yeniden düşünmeye başladım.
Emre ile ilgili şüphelerimi onlara anlatmalı mıydım? En azından biraz da olsa yardım etmiş olurdum. Onlar da bana karşı hatalarını anlarlardı.
Ama timsah gözyaşlarımla onları manipüle ederdim. Haktan öyke düşünüyordu ya...
İşte iki gündür bu iki düşünceyle savaşıyordum.
Oflayarak ayağa kalktım. Onlara herşeyi anlatarak utandırmalı mıydım?
"Utanmalılar, bana yaptıklarından utandırmalıyım. Evet Zola yapmalısın, en azından vicdan azabı çekmezsin."
Telefonumdan Haktan'ın numarasını tuşlayarak arama butonuna bastım.
Aranıyor...
Henüz arama düşmeden geri kapattım. Neden arıyordum ki? O kadar kırmıştı beni sadece mesaj atmam yeterliydi. Fazlaydı bile.
Arzu'nun düğününe gelen Emre, benimle görüşmek isteyen adam. O adam ile görüştüm ve çoğu şeyinin Ayaz'a bağlı olduğunu fark ettim. O gece Arzu geldi dediğim gece geldi ve üzerinde çamur izi vardı. Ayağında ki sporlar da resmini çektiğim izle aynı. Kolunda Ayaz'ın diye bulduğumuz saatin aynısı farklı rengi vardı. Sorduğumda çok fazla saat takan biri olmadığını ama o markanın saatlerini çok sevdiğini söyledi. Hatta birini de kaybettim çok değer verdiğim biri hediye etmişti dedi. Emin olmak için düşürdüğü yerde kamera olup olmadığını sordum ve kamera yoktu dedi. Bütün şüphelerim ondan yana Emre'yi araştırmalısınız ve Haktan bunu söylemek benim haddime değil ama Ayaz yaşıyor olabilir. Umarım bu söylediklerim sizin işinize yarar ve umarım Ayaz'ın katilini bulabilirsiniz. Tabi öldüyse. Bu mesajıma da yanıt vermeyin ve beni aramayın.
Mesajı cesarete gelerek gönderdikten hemen sonra telefonum çalmıştı.
Emre arıyor...
Kaşlarımı çatarak telefonu hemen açtım.
"Efendim."
'Bir haftanın sonunda sesini duymak çok güzel.'
"Evet sabahın bir saatinde." dedim sabit bir tonda.
'Uyuyor muydun?'
"Hayır bugün gidiyorum. O yüzden erken kalkmıştım."
'Ciddi misin? Bende tam şu içecek sözünü tutma zamanın geldi diyecektim.'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUTUNAMAYAN ELLER🩸 (+18) (TOXİC SERİSİ III)
Genç Kurgu"Sana dokunamam." dedi ellerini ellerimin arasından çekip. "Ne? Neden?" "Sana dokunamam çünkü kalbim sana ait değil." ...... "Bana dokunma." dedim korkuyla. "Sana söz veriyorum sen istemeden sana dokunmayacağım." Arkadaşının ölümünden sonra iki aşk...