"Ne oldu doktor söylesene!"
Korku içerisinde doktora bakarken doktor sonunda yuttuğu diliyle konuştu.
"Hastamızın nabzı çok düşük, büyük bir şok geçiriyor. Fakat şoku atlatmasını sağladık fakat müşahade altında tutmak zorundayız."
"İy olacak mı?" dedim titreyen sesimle.
"Umarım." diyerek yanımızdan ayrıldığında ellerimi saçlarıma geçirerek nefes almaya çalıştım.
Benim yüzümden bu hale gelmişti. Onu mahvetmiştim, onu kendi ellerimle bu hale getirmiştim.
Ellerim saçlarımda kalabalığın arasından hastane dışına doğru yürümeye başladım. Ona zarar vermiştim.
"Emre?"
Hastanenin bahçesinde Şule'nin sesini duyduğumda bakışlarımı ona çevirdim. Güçlü kalmaya çalışarak yanıma gelmiş ve kollarımdan tutmuştu.
"İyi misin?"
Kollarım iki yanıma düşerken başımı Şule'nin omzuma koydum. Anında kollarını boynuma dolamıştı.
"Zola iyi mi? Sen iyi misin?"
"Ona zarar verdim." dedim çatallaşan sesimle.
Şule benden ayrılarak çatık kaşlarıyla yüzüme baktı.
"O ne demek? Ne yaptın?"
"Hayatını mahvettiniz daha ne yapacaksınız lan?"
Koray Şan'ın sesini duyduğumda kendimi incitmeden Şule'ye bakmaya devam ettim. Şule ise öfkeyle ona cevap verdi.
"Defol git buradan belanı bizden bulma!"
Koray Şan tam yanımda durarak öfkeyle soludu.
"Sana ben zarar vermeyeceğim Emre Tomurcuk duydun mu beni? Senin azrailini Zola çağıracak."
Sözlerinin ardından adamlarını da toplayarak hastanenin bir köşesine geçtiğinde yumruklarımı sıkarak sakin kalmaya çalıştım.
Bir kez daha olmazdı, bir kez daha sevdiğim kadını kaybedemezdim.
Şule bakışlarını yeniden bana çevirdi.
"Emre iyi değilsin gel muayene-"
"Gidelim buradan."
"Ne?" dedi şaşkınlıkla.
"Burada kaldıkça ona zarar veriyorum. Bir kez daha sevdiğim kadını kaybetmeye kalbim dayanmaz. Onun yaşaması için benim gitmem lazım."
Çatallaşmış sesim yüreğimin sancısıyla zoraki konuşurken Şule ne kadar ciddi olduğumu anlamış ve ses çıkarmadan koluma girerek beni hastanenin dışına doğru götürmeye başlamıştı.
Zola'nın yaşaması için benim olmamam lazımdı. Ben olduğum ve bulunduğum her şeyi yok ediyordum. Yüreğim paramparça da olsa başka çarem yoktu.
Canım yanıyordu, ben mutsuzluğa mahkumdum. Ben ne sevmeyi ne de sevilmeyi haketmiyordum.
"Zola kı gitmeni istedi?"
Şule iki dakika arayla soru sorsa da asla cevap vermiyordum. Arabanın kilidini açtığında binmek için kapıyı açtım. Binmeden önce hastaneye dönüp son kez baktım.
Senin için gidiyorum, sen yaşa diye sevdamdan, aşkımdan vazgeçiyorum.
Arabaya binip kapıyı kapattığımda Şule arabayı çalıştırıp bir kez daha soru sormuştu.
"Nereye gidiyoruz?"
"Amerika'ya gidiyorum. Sen burada kalıyorsun ve Savaş Keskin ile ortaklığımızı en az hasarda sonlandırdıktan sonra yanıma geliyorsun."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUTUNAMAYAN ELLER🩸 (+18) (TOXİC SERİSİ III)
Novela Juvenil"Sana dokunamam." dedi ellerini ellerimin arasından çekip. "Ne? Neden?" "Sana dokunamam çünkü kalbim sana ait değil." ...... "Bana dokunma." dedim korkuyla. "Sana söz veriyorum sen istemeden sana dokunmayacağım." Arkadaşının ölümünden sonra iki aşk...