"Bilgilerini o kadar iyi gizlemişler ki hiçbir şekilde ulaşamıyoruz."
Gümüş bilgisayarından araştırma yaparken Aras Emre'nin çevresini araştırmaya gitmişti.
Bense bomboş bekliyordum. Elimden hiçbirşey gelmiyordu. Gümüş'ün sözleri beni daha çok mahvediyordu. Elimden birşey gelmemesi beni bitiriyordu.
"Bilgisayardan olacak gibi değil Haktan."
Ellerimi dayadığım duvardan uzaklaşarak Gümüş'e baktım.
"O zaman asıl kişiye gideceğiz." diyerek evden çıkmak için yürüdüğümde Gümüş hemen önüme geçip beni durdurmuştu.
Aramızda milimler vardı ve yine o gözlerle bakıyordu gözlerime.
"Nereye gideceksin?"
Nefes alış verişim o kadar hızlıydı ki Gümüş'ün yüzüne dökülen perçemlerini hareket ettiriyordu.
"Şirketlerine." diyerek omuna çarpıp evden çıktım.
"Bekle!"
Arkamdan seslenmesini umursamadan binadan çıkmıştım. Taksi çağırmak için telefonumu çıkardığımda elimin titremesinden ekranı göremiyordum.
"Titreme, titreme!"
Telefonu tutan elimi tutmuştu. Bakışlarımı usulca ona çevirdiğimde yüzünde profesyönel şekilde ciddiyet vardı.
"Sakin ol, seni ben bırakırım."
Arabasının kilidini açıp binmemi işaret ettiğinde sözünü ikiletmeden arabaya bindim. Her dakika benim için çok önemliydi.
"Konumu biliyor musun?"
Arabayı çalıştırıp bana döndüğünde konumu bilmediğim aklıma gelmiş ve ekranını kapattığım telefonu yeniden açarak internete şirket konumlarını yazdım.
Ardından telefonu ona uzatarak elimi saçımdan geçirdim. Gümüş sessizce telefonun konumına göre arabayı sürmeye başlamıştı.
"Şirkete gittiğimiz zaman öfkeni kontrol etmen gerekiyor Haktan. Unutma en önemli işlerimizi sakinliğimizi koruyarak hallettik."
Bakışlarımı ona çevirdim. Haklıydı, ama yapamıyordum. Zola'ya zarar geldiğini düşünmek beni delirtiyordu.
"Dilay'ın bize neler öğrettiği gelsin aklına."
Hiçbirşey söylemeden yeniden önüme döndüm. Gümüş ile bunu tartışmaya niyetim yoktu. O şeytanın ta kendisiydi ve ondan yardım istemem bile hata olabilirdi.
Yarım saatin sonunda şirkete vardığımızda belimdeki silahı kontrol ederek arabadan indim. Gümüş'ten önce şirkete doğru yürümeye başladığımda hemen yanıma gelmişti.
"Sakın silah kullanma, hiçbirşey yapamasak bile iki cümle etmemize dahi izin vermezler."
"İşimi senden öğrenecek değilim." diyerek şirkete girdiğimde güvenlikler önümüzü kesmişti.
"Kime bakmıştınız?"
Adama saldırmak için hazırlanırken Gümüş araya girmişti.
"Emre beye bakmıştık, kendisi burada mı?"
Güvenlikler ikimize de şüpheyle bakarak cevap vermişti.
"Kim olarak?"
Daha fazla uzamasına tahammül edememiştim. Belimdeki silahı çıkartıp güvenliğe doğrulttuğumda şirketin içerisinden bağrıltılar kopmaya başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUTUNAMAYAN ELLER🩸 (+18) (TOXİC SERİSİ III)
Teen Fiction"Sana dokunamam." dedi ellerini ellerimin arasından çekip. "Ne? Neden?" "Sana dokunamam çünkü kalbim sana ait değil." ...... "Bana dokunma." dedim korkuyla. "Sana söz veriyorum sen istemeden sana dokunmayacağım." Arkadaşının ölümünden sonra iki aşk...