"Ağabey!"
"Geldim!"
Koşar adımlarla odama girdiğinde elbisemin arkasını işaret ettim.
"Şu fermuarı çeksene."
Cevap vermeden fermuarı çekerken boy aynasından bana bakıyordu.
"Ateş güzel olma dedi neden güzel oldu sen?"
"Güzel mi? Bu önemli bir kutlama ve bu elbise çok klişe zaten. Neresi güzel?"
Saten kırmızı ve uzun elbiseme bir bakış attım. Neredeyse herkesin üzerinde bu elbise vardı. Resmen bedavaya dağıtıyormuşlar gibi herkes giyiniyordu.
Düzleştirdiğim saçlarımı sırtıma bırakıp beni kendine çevirdi.
"Aslında haklısın, klişe olmuş. Ama..."
Makyaj masama gidip altın ince zincirli ucunda kalp olan kolyeyi getirip saçlarımı işaret etti.
"Bu kolye ile tamam olacak sen."
Kolyeyi boynuma takıp yeniden bana döndü. Ağabeyime olan her şeyi anlatmıştım. Bu yüzden benim için biraz endişeliydi.
"Tamam güzel oldun ama bu kadar güzellik yeter."
Ayakkabılarımla yeniden aynanın karşısına geçtim. Kutlama yemeği için gayet de düzgün giyinmiştim.
"Şimdi siz Emre ile sevgili? Immm aşık?"
"Sevgili değiliz ve olmayacağız da ama evet birbirimizi seviyoruz."
Bunu zor da olsa söylemiştim. Ağabeyim arkamda durup ellerini omuzlarıma koydu.
"Olsun bu da güzel."
Tebessüm ederek başımı salladım çünkü başka diyecek bişeyim yoktu.
"O zaman bu durumda o güzel kız bekar?"
Anında kaşlarımı çatarak ağabeyime döndüm.
"Ağabey sakın! O kız çok kötü biri sakın bana o kızdan hoşlandığını söyleme."
Omuzlarını silkerek ellerini teslim olur gibi kaldırdı.
"Ben sadece beğendi, hoşlanma yok."
"Beğenme de ağabey lütfen."
"Okey tamam."
Yatağın üzerinde ki kutu çantamı alarak ağabeyimin arkasından odadan çıktım. Evden çıkmadan önce ağabeyime döndüm.
"Eğer sabaha kadar gelmezsem korkma işim uzamıştır ve sakın o kız kapıyı falan çalarsa açma ağabey. Yılan gibi hemen zehirleyebilir."
Ağabeyin kaşlarını çattı.
"Zola ben çocuk değil. Gider misin artık?"
Gözlerimi devirerek evden çıktığımda görüşürüz bile demeden kapıyı kapatmıştı. Söylediklerim sinirlendirmiş olmalıydı.
Asansöre binip aynasından makyajıma baktım. Kıyafetime yakışır bir makyaj yapmıştım. Abartı değildi evet değildi.
Binadan çıkıp arabama binerek kutlamanın olduğu mekana doğru sürmeye başladım. Şimdiden gerilmeye başlamıştım bile.
Çok sürmeden mekana geldiğimde özel tutulmuş büyük bahçeli bir yerdi. Bahçenin ortasında masa vardı ve köşesinde bir ev vardı. Garsonlar masayı hazırlıyordu.
Herkes gelmişti, masanın biraz ilerisinde alkollerle sohbet ediyorlardı. Benim gibi sekreterler de başka köşede kendi aralarında konuşuyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUTUNAMAYAN ELLER🩸 (+18) (TOXİC SERİSİ III)
Teen Fiction"Sana dokunamam." dedi ellerini ellerimin arasından çekip. "Ne? Neden?" "Sana dokunamam çünkü kalbim sana ait değil." ...... "Bana dokunma." dedim korkuyla. "Sana söz veriyorum sen istemeden sana dokunmayacağım." Arkadaşının ölümünden sonra iki aşk...