21'🩸

540 25 1
                                    

Salona oturmuş kırılmış vazonun parçalarına bakarken dizimi sektiriyor ve öfkemi dindirmeye çalışıyordum.

"Haktan!"

Aras'ın sesini koridorda duyduğumda istifimi bozmadan salona girişini dinledim. Saloma girdiği anda bir sessizlik bürümüştü.

"Hadi canım..."

Gümüş ciddi bir tonda konuşurken Aras ona cevap vermişti.

"Binanın güvenlik kameralarına bakmamız lazım."

"Ne kamerası..." diyerek ellerimi dizlerime vurarak ayağa kalktım.

"Ne kamerası lan!"

Öfkemi kontrol etmeyi bir saniyede bırakmış ve Aras'ın yakasına yapışmıştım.

"Ne kamerasından bahsediyorsun lan sen!"

"Haktan yapma."

Gümüş'ün sözlerini umursamadan öfkeden alev alev olmuş gözlerimle sadece bana bakan Aras'a baktım.

"Sana defalarca onu bu işe karıştırmayalım dedim! Ona da zarar gelecek diye diye dilimde tüy bitti lan!"

"Haktan onun bir suçu yok."

"Sen karışma!"

Gümüş'e gür sesimle bağırdığımda bir adım geri çekilmişti.

"İhtiyacımız vardı-"

"Senin ihtiyacını sikeyim!" diyerek onu tüm gücümle ittim.

Aras geriye doğru sendelenirken ellerini saçlarımdan geçirip bağırmaya devam ettim.

"Kaç defa öfkeyle hareket etme dedim sana! Kaç defa düşünmeden hareket etme dedim! Sen ne yaptın!"

Diyerek yeniden ona dönüp işaret parmağımı salladım.

"Saf herşeye inanan iki ya da dört senelik dedektiflik okumuş bir kızı bu işe karıştırdın!"

Aras sessizce beni dinlerken Gümüş geri çekilmiş ikimizi de izliyordu.

"Kim bilir ne kadar korkuyordur şimdi! Kim bilir! Ne kadar! Korkuyordur!"

Her kelimemde devrilmiş olan masaya tekme attım.

"Tamam tartışmanın zamanı değil. Emre'nin çevresi belli, liderin de o olduğunu öğrendik. Bulmamız zor olmaz."

Gümüş'ü umursamadan Aras'a bakmaya devam ettim. Ona o kadar öfkeliydin ki öldürmek istiyordum.

"Hadi beyler burada tartışarak vakit kaybedemeyiz."

Aras bana bakmayı ilk kesen kişi olmuş ve hiçbirşey söylemeden evden çıkmıştı. Gümüş bana doğru gelerek koluma dokunmak isteğinde kendimi geri çekmiştim.

"Sakın bana dokunma."

"İnan bana o kızın kaçırılması gram umrumda değil. Ama eğer ki kurtaracaksak sakin ve akıllıca hareket etmemiz gerekiyor."

Sözlerinin ardından evden çıktığında elim bedenimden bağımsız kalbime gitmişti.

Acıyordu...

Neydi bu acı? Vicdan azabı mı? Kaybetme korkusu mu?

.......

"İn."

Arabayı tarlanın ortasına yapılmış evin bahçesine çekmiş ve inmemi söylemişti. Korkudan dökülen gözyaşlarımla Emre'ye baktım.

"Sana in dedim Zola, zora itme beni."

TUTUNAMAYAN ELLER🩸 (+18) (TOXİC SERİSİ III)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin