Akan burnumu elimin tersiyle silerek hızla hastanenin bahçesinden çıkarken o kızı öldüreceğime dair yeminler ediyordum kendi kendime.
Kolum sert biçimde tutulup çekildiğinde silahı çeken kişiye doğrulttum.
"Bırak beni yoksa seni gebertirim!"
Elimde ki silahı bir hızla kapıp beni daha çok kendine çekmişti.
"Katil olmana izin vermem!"
Göğsüne sert bir yumruk atarak geriye ittim.
"Sen kimsin de bana karışıyorsun! Benim ağabeyim öldü ağabeyim! Hemde senin yüzünden!"
Yine ağlamaya başlamıştım. Daha sabah sarılıp ağladığım ağabeyimi şimdi kendi ellerimle morga götürmüştüm.
"Nefret ediyorum hepinizden! Allah hepinizin belasını versin! Hayatımı mahvettiniz! Önce hayatımı sonra ağabeyimi benden aldınız!"
"Zola! Zola dur!"
Ateş'in sesini duyduğumda bir öfkeyle ona döndüm. Kollarımdan tutup beni geriye çekerken Arzu karnını tutarak dehşet içerisinde beni izliyordu.
"Bırak beni!"
Ateş'i de kendimden iterek Arzu ve ona tüm öfkemi kusmaya başladım.
"Sizde katilsiniz! Duydunuz mu beni! Sizde katilsiniz!"
"Ne oluyor burda!"
Savaş'ın keskin sesi kargaşanın sessizliğine sebep olurken ağlamamın arasında acıyla gülerek ona baktım.
"Ne mi oluyor? Ben söyleyim! Sizin yüzünüzden benim ağabeyim öldü!"
Hepsi etrafıma toplanmış bana bakarken ben ciğerim sökülene kadar ağlıyor hepsini suçluyordum.
"Başta sen!"
Arzu'ya işaret parmağımı salladım. Kaşlarını çatmış beni izliyordu.
"Buradan defolup gitmek istediğimde izin vermiş olsaydın şimdi ağabeyim yaşıyor olurdu!"
Sonra Emre'ye döndüm.
"Sonra sen! Eğer ağabeyimi Türkiye'ye getirmeseydin şimdi yaşıyor olurdu!"
Gözyaşlarımı öfkeyle silip yeniden Emre'ye konuştum.
"Eğer ki o kızı başıma musallat etmeseydin ağabeyim o kızdan hoşlanmamış olurdu ve şu an morgda olmazdı!"
Sonra Ateş'e döndüm.
"Eğer ki sen! Sen beni o lanet şirkete sokmasaydın o hasta adam başıma bela olmazdı!"
Dilay yanıma gelip koluma dokunmak istediğinde onu da itmiştim. Savaş hemen Dilay'ı kenara çekip sessiz ve çatık kaşlarıyla beni dinlemeye devam etmişti.
Etrafımda dönerek hepsine baktım ve işaret parmağımı sallamaya devam ederek sözlerime devam ettim.
"Beni bu hale getiren sizsiniz! Benim! ağabeyimin! hayatımın katilisiniz! Hepinizin elinde benim ve ailemin kanı var! Katiller!"
Son kelimemi gücümün yettiği kadar çığlık atarak söylemiştim. Canım acıyordu, yüreğim paramparçaydı. Canımdan bir parça kaybetmiştim, ağabeyimi tek ailemi kaybetmiştim.
"Ah!"
Arzu karnını tutarak hafif eğilince herkesin dikkati ona çevrilmişti. Ateş Arzu'nun kolundan tutarak endişeyle ne olduğunu sorarken Savaş, Ateş ve Dilay
etrafına toplanmıştı.İşte buydu, tek sevilen tek gözde olan Arzu'ydu. Onun hayatı önemliydi, benim onlar için yaptıklarımdan sonra beni hala önemsemiyorlardı.
Daha fazla ortamda bulunmak istemediğim için gözyaşlarımı sile sile koşar adımlarla kaldırımdan yürümeye ve onlardan uzaklaşmaya başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUTUNAMAYAN ELLER🩸 (+18) (TOXİC SERİSİ III)
Roman pour Adolescents"Sana dokunamam." dedi ellerini ellerimin arasından çekip. "Ne? Neden?" "Sana dokunamam çünkü kalbim sana ait değil." ...... "Bana dokunma." dedim korkuyla. "Sana söz veriyorum sen istemeden sana dokunmayacağım." Arkadaşının ölümünden sonra iki aşk...