Cevap vermek için dudaklarımı araladığımda odanın kapısı aniden açılmış ve içeriye endişe dolu yüzle ağabeyim girmişti.
Uyanık olduğumu görür görmez Savaş ağabeyi görmezden gelerek yanıma koşmuş ve dibime oturarak alnımı öpmüştü.
"Zola iyisin!"
Elini sıkıca tutup gülümsedim.
"İyiyim ağabey iyiyim."
"Ben sana bişey oldu diye çok korktum. Gülce getirmiş hastane."
"Bende tam onu soruyordum Alessio. Gülce mi yakalayıp getirdi yoksa Gülce mi bu hale getirdi diye."
Ağabeyim bakışlarını Savaş ağabeye çevirdi.
"Ben sanmıyor Gülce yaptı."
Savaş ağabey dişlerini sıkarak boynunu kütlettiğinde sinirinin arttığını anlamıştım.
"Nerden biliyorsun yapmadığını?"
"O iyi kız."
Savaş ağabey daha fazla dayanamayıp bakışlarını bana çevirdi.
"Yarın yeniden geleceğim. Ne olur ne olmaz diye kapıya adam diktim."
Sözlerini ağabeyime yöneltti.
"Yirmi dört saat uyanık kalması gerekiyor. Uyumasına izin verme."
"Tamam ben hallederim."
Savaş ağabey geçmiş olsun der gibi başını sallayıp odadan çıktığında ağabeyim yeniden bana döndü ve yüzümü okşadı.
"Ne oldu sana? Anlat bana."
Bakışlarımı ellerimize çevirdim. Derin bir nefes aldım ve yeniden ağabeyime döndüm.
"Gülce'den hoşlanıyor musun?"
Anlamayarak kaşlarını çatsa da sonradan anlamıştı. Gülümsemiş ve parmaklarımla oynamıştı.
"Hoş kız beğeniyor sadece."
Ağabeyim ilk defa birini beğenmişti ve bu hayal kırıklığını ona yaşatmak istemiyordum. Ama söylemem de gerekiyordu. Nasıl bir kızdan hoşlandığını bilmesi gerekiyordu.
"Hem sen onu boşver ne oldu anlat bana."
"Ağabey-"
Konuşmam yarıda kesilerek kapı açılmıştı. İçeriye giren kişiyle kaşlarım çatılmıştı. Gülce yüzünde o kadar masum bir ifadeyle girmişti ki bu hale gelmeme o sebep olmasa inanırdım.
"Girebilir miyim?"
"Tabi ki..."
Ağabeyim benden önce davranarak ayağa kalkıp davet ettiğinde sinirle Gülce'ye baktım.
"Ağabey biz biraz yalnız konuşabilir miyiz?"
"Olur, olur ben dışarda."
Hemen kabul ederek Gülce'ye gülümsemiş ve odadan çıkmıştı. Ağabeyim odadan çıkar çıkmaz yüz ifadesi değişmişti.
"Ölmemişsin." diyerek başımda dikilmişti.
Alayla kaşlarımı kaldırarak ona baktım.
"Sayende, öldüreceğim deyip hastaneye sen yetiştirmişsin."
"Seni öyle bırakmak çok güzel olurdu kan kaybından geberirdin ki bırakmak üzereydim de."
"Fikrini değiştiren ne oldu?"
"Telefonun çaldı ve arayan kişi ağabeyindi. Sonra bir an düşündüm ve eğer ölürsen Emre'nin beni suçlayacağı aklıma geldi. Sonuçta bana emanettin, getirmek zorunda kaldım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TUTUNAMAYAN ELLER🩸 (+18) (TOXİC SERİSİ III)
Dla nastolatków"Sana dokunamam." dedi ellerini ellerimin arasından çekip. "Ne? Neden?" "Sana dokunamam çünkü kalbim sana ait değil." ...... "Bana dokunma." dedim korkuyla. "Sana söz veriyorum sen istemeden sana dokunmayacağım." Arkadaşının ölümünden sonra iki aşk...