25'🩸

568 25 2
                                    

Kadın gitmiş ve bizde masaya oturmuştuk. Hemen karşımda olması beni rahatlatıyordu. Benden ne kadar uzak o kadar iyiydi.

Haktan'lar beni bulana kadar onunla iyi geçinmem gerekiyordu. Ama bir yanım da beni bulamayacaklar diye deli gibi korkuyordu.

"Ne düşünüyorsun?"

Tabağımdaki yemekle oynarken Emre'ye baktım.

"Hiç..." diyerek köftenin birini ağzıma attım.

Elindeki çatal ve bıçağı usulca masaya indirmişti.

"Zola artık düşünme, aklına gelen herşeyi benimle paylaş. En azından benim hakkımda olanları. Burada kendini güvende hissetmen için elimden geleni yaparım."

"Güvende hissetmek mi?" dedim gülerek.

"Sen benim kafama silah dayadın ve beni zorla bu eve getirdin. Üstüne bana dokunmaya çalıştın ve güvende hissetmemi mi istiyorsun?"

"Silah konusunda haklısın ama başka çarem yoktu. Seni zorla götürmeye çalışsaydım insanlar fark ederdi. Ama dokunma konusunda haklı değilsin. Sana kötü niyetle dokunmadım asla."

Başımı iki yana sallayarak elimdeki çatalı tabağa atarak arkama yaslandım.

"Benim iyiliğimi istiyorsan sadece bırakman yeterli Emre. Emin ol ki katil bile olsan beni daha fazla zorla tutmadığın için ufacık da olsa iyi olduğunu düşünebilirim."

Oflayarak arkasına yaslanmıştı o da. Beni bırakmaya niyeti olmadığını yüz ifadesinden bile anlıyordum.

"İlk aşkım değilsin-"

"Umrumda değil."

Sözünü kesmem onu sinirlendirmemişti ama düşüncelere daldırmıştı.

"İlk aşkım üç sene önce ellerimin arasında öldü-"

"Kesin sen öldürmüşsündür."

Başını iki yana salladı.

"Beyninde tümör vardı ve çok geç fark edilmişti. Tedavisi yoktu, doktorlar fazla vakti kalmadığını söylediğinde dünyam başıma yıkılmıştı. O da senin gibi dik biriydi, inattı ve dediğim dedikti ve sen ona o kadar çok benziyorsun ki."

Ona inanmalı mıydım? Yoksa kendini mi acındırıyordu?

"Onun için yaptırmıştım bu evi ama getirmek nasip olmadı. O zamanlar böyle kötü işlerin içerisinde değildim. Yalnızca şirket işleriyle ilgileniyordum. Son zamanlarımızı o kadar güzel geçirmiştik ki rüya gibiydi. Bu ev o öldükten bir gün sonra bitti."

Ölen sevgilisi bana benzediği için mi beni istiyordu?

"Kollarımın arasında öldükten sonra kalbimi kararttım. Çünkü onun ölümünden sonra o kadar kahroldum ki otuz sene yaşlandım. İnsanları suçladım çünkü insanların suçuydu. İnsanlara o kadar öfkeliydim ki o öfkem  bu dünyada ki herkesi o hapla zehirleyip öldüreceğimi düşündürttü bana."

Bakışlarımı masadan çekip bana çevirdi.

"Tam iki senedir bu işin başındayım ve öfkem hala dinmedi."

"Vefat eden sevgilinin suçunu insanlara yükleyemezsin. Eğer erken teşhis konulmuş olsaydı elinden geleni yaparlardı. Senin bu yaptığın çok büyük bir bencillik ve hastalık. Birinin ölümü suçsuz insanların canına mâl olmamalı."

"Sonra seni gördüm."

Sözlerim bir kulağından girmiş diğerinden çıkmıştı.

"Ona o kadar çok benziyordun ki bir an o sandım seni. Sarılmak istedim, öpüp koklamak istedim ama yanında o adamı gördüm. Öfkelendim, öldürmek istedim çünkü o adam bir senedir beni bulmak için çabalıyordu. Senin yanında onu görmek bana tehdit geldi."

TUTUNAMAYAN ELLER🩸 (+18) (TOXİC SERİSİ III)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin