34. Bölüm

53K 3.5K 661
                                    

Selamlarrrr. Ben geldim. 🤗

Umarım hepiniz çok iyisinizdir. 😍

Bu bölüm Zeliha ve Polat'la Ankara'dan devam edeceğiz. Böyle yazınca kendimi haber sunuyorum gibi hissettim...😂

Hadi hemen okumaya geçin ve bollll yorumlar yapın. ✨

🌼Keyifli okumalar.🌼

***

Mevsimlerden yaz olmasının hakkını fazlasıyla veriyordu o sene Ankara. Terletmiyordu fakat rüzgarla esen sıcak rüzgar ten yakıyordu. Caddelerde beyazlı siyahlı otomobillerin her biri gıcır gıcır, kaldırımlarda yürüyen insanların hepsi ise oldukça süslü püslüydü. Takım elbiseli, parlak ayakkabılı ve şapkalı adamların yanı sıra etek boyları dizlerin üstünü geçmeyen, saçı başı özenle yapılmış ve makyajlarla daha da çekici hale gelen kadınlar dolanıyordu etrafta.

Her birini özenle inceliyordu Zeliha. Her biri özenle incelenecek nadide eser gibi duruyordu çünkü. Zariflik hepsinin kanına işlemişçesine asillerdi. Şehrin en büyük binalarından birinin önünde durdu bindikleri araba. Arabadan indikleri gibi kafasını kaldırıp karşısında duran otele baktı. Başını o kadar geriye yaslamıştı ki boynu tutuldu sandı. Kendilerine doğru yaklaşan iki adamı görür görmez geriye doğru adım attı.

"Biz alırız, efendim. Siz içeri buyurun. Hoş geldiniz!"

"Teşekkür ederiz." deyip karısının belinden tutarak otele doğru yürümeye başladı Polat.

"Polat..." dedi Zeliha. Önce yerdeki mermerlerin parlaklığı gözlerini kamaştırdı. Sonra başını kaldırıp etrafa baktığında ise gözleri sonuna kadar aralandı. Oldukça büyük bir oteldi. Kırmızı halılarla döşenmiş merdivenler, altın rengi kaplamalı korkuluklar, deri koltuklara yayılıp kahvelerini yudumlayan janti giyimli insanlar... Hepsini bir anda görmek afallatmıştı Zeliha'yı. "Burası inanılmaz bir yer."

"Bu daha hiçbir şey bebeğim. Gel benimle."

Resepsiyondaki kadın tüm gülümsemesiyle, "Hoş geldiniz, efendim! Rezervasyonunuz var mıydı?" diyerek karşılamada bulundu.

"Hayır, yok." dedi Polat.

"Peki nasıl bir oda istersiniz?"

Polat, kendilerini meraklı bakışlarla izleyen karısını süzdü. Bu onların balayı tatili sayılırdı. Göz kırptı çapkınca. "Süit oda olsun lütfen. İçinde havuz olanlardan."

Resepsiyonist kadın yüzünü düşürdü. Gülümsemesi soldu, mahcup bir ifadeye büründü. "O odalarımız önemli misafirlerimiz için hazır tutuluyor efendim. Üzgünüz, isterseniz başka bir oda seçin."

Bu oteli iyi bilirdi Polat. Babası Haşim Bey burada defalarca misafirlerini ağırlamıştı. Birkaç kez o davetlerden birinde kendisi de bulunmuştu ve biliyordu ki bu otelin kapısından ancak hatrı sayılır insanlar geçebilirdi. Kadını bozmak istedi fakat yapmadı. Buraya bunu bilerek gelmişti.

"İsmim Polat Karaca. Umarım sizin için yeterlidir." Kadın hala aynı bakışlarla Polat'ın yüzüne bakarken muhabbete kulak kesilen diğer çalışan müdahale etti.

MuhtarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin