Selamlarrrrr. Ben geldim. Umarım hepiniz iyisinizdir. 🥰Geçenlerde uzun bir ara verdiğim için bu sıra peş peşe bölüm yazıp hiç bekletmeden atıyorum. Bu arada kızlar merak etmeyin saçma bir kaos yaratmayacağım. Bu kitap sizin konfor kitabınız unutmayın. 😌❤️
Bolll yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın canlarım 🫠
🌼Keyifli okumalar.🌼
***
Aylardır hamileliğe dair bir zorluk yaşamayan Nazlı iki sabahtır bel ağrısı çekiyordu. İki eliyle destek sağlayarak yattığı yerden doğrulup kasıklarını ovmaya başladı. "Annem..." dedi fısıldayarak. "Yeni bir güne merhaba güzel kızım." Her sabah yaptığı gibi kollarını karnına sararak kucakladı kızını. Altlı üstlü takım geceliğini hafifçe yukarı çekerek karnını meydana çıkardı. "Gittikçe büyüyorsun annem. Kocaman oldun sen ya... Sen sağlıkla büyü de annem hiç önemli değil ben çekerim ağrılarını. Yalnız beni çok acıktırıyorsun. Şişti her tarafım."
Osman yüzüstü yastığa gömülü şekilde uyurken karısının fısıldaşmalarına uyandı. Kafasını hafifçe ona çevirdi. Sağ gözü hala kapalıydı, yalnızca sol gözüyle izliyordu karısını. "Acaba nasıl bir şeye benziyorsun kızım. Ağzın gözün burnun kime benziyor acaba?" Karısının şişen yanaklarından dolayı küçücük kalan zeytin gözleri iyice kaybolmuştu. İki koca yanaktan ibaretti. Cildi sağlıkla parlıyor, koyu renkli saçları iyice uzamış beline kadar geliyordu. Ne kadar güzel göründüğünden haberi var mıydı acaba?
"Hiç fark etmez kızım. İstersen patatese benze. Öyle de severim ben seni güzeller güzelim..." deyip gülümsediğinde Osman dayanamayıp yüzünü yastığa gömdü ve kıkırdamaya başladı.
Nazlı da kısa çaplı bir kahkaha attı. "Yakalandım."
"Allah'ım yiyeceğim ben bunu ya!" diyerek doğrulan Osman başını aheste aheste iki yana salladı. "Yakalandın sevgilim yakalandın." Karısına yanaşıp çıplak olan karnında gezdirdi kemikli parmaklarını. "Bakalım patates kızım ne yapıyormuş?" deyip muzip bir şekilde güldüğünde Nazlı da onunla birlikte güldü.
"Osman ya... Alay etme."
"Ederim ederim..." dedikten sonra eğilip öptü karısının karnını. Boynundaki asker künyesi ters dönmüş bir vaziyette dururken Nazlı düzeltip iki göğsünün arasına hizaladı. Buna karşılık Osman da karısının yüzünü avuçlarına aldı.
"Yanaklara bak ya... Isıracağım şimdi Nazlı. Bu yanaklar ne kızım bu yanaklar ne!" deyip başını geriye attı. "Yumuşacık. Pofuduk pofuduk. Dudaklar bile minnacık kalmış. Gözler de minnacık kalmış. Bir tek yanakların büyüdü resmen." İyice sokuldu karısına. Ellerini memelerine attı. "Bir de bunlar."
Nazlı şapşal bir şekilde gülümserken kalçalarını işaret etti. "Bunlar da var."
Başını geriye atıp derince soludu Osman. "Allah'ım! Evet... Bir de onlar var. Nasıl unuturum."
"Sen şimdi böyle ayılıp bayılıyorsun da inşallah ben bu kilolarımı verebilirim Osman Bey."
"Verme de seni öpüp mıncıklayacağım daha çok alanım olsun."
Kahkaha attı Nazlı. "Ya tabi! Fırsatçı!"
"Ya gülme şöyle bak Nazlı. İyice küçülüyor gözlerin. Yanakların kızarıyor falan. Kızım yiyeceğim diyorum seni! Korkmuyor musun benden?"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Muhtar
Romance"Yanında fazladan yazma taşısan iyi olur. Çünkü bir sonrakinde yazmayı başına takmak yerine ceketimin sol cebine koyacağım." *** Köy yaşantısına adımını attığı anda köylülerin cahilce fikirleri ve davranışları üzerinde devrim yapmak isteyen genç mu...