10.Bölüm

77K 5.2K 952
                                    

Selammm. Nasılsınız arkadaşlar? 💜

Okumaya başlamadan önce sizden çok ufak bir ricada bulunacağım. Son bölümlerde oy sayıları çok güzel ama ilk bölümlerde verilen oy sayısı çok az. Bu bölümü okumaya başlamadan önce diğer bölümlere bir geri dönüp oy verebilir misiniz? ✨

Ve hiç oy vermeyen güzel okurlarım. Lütfen sizden de rica ediyorum. Sizin yorumlarınız ve oylarınız beni teşvik ediyor. 🌼

Sizleri çok seviyorum. 💖

Keyifli okumalar.

***

Zeliha elbisesinin eteklerini hafifçe yukarı kaldırıp önden önden ilerlerken Polat arkasında onu takip ediyor bir yandan da keyifle ıslık çalıyordu. Daha bir düzgün yürümeye çalışıyordu sanki genç kız. Normalde olsa paldır küldür adımını atar, toprağı döve döve giderdi ama şimdi kadınlık dürtüsünden midir nedir salına salına süzülerek yürüyordu. Elinde değildi, bu dürtü en derinlerinden geliyordu.

Arkasına dönüp omuz üstünden muhtara baktığında kısık ve kurnaz bakışlarla kendisini seyrettiğini görünce istemsiz bir şekilde yüzünde oluşan gülümsemeyi engelleyerek eve girdi. Polat da ayakkabılarını çıkarıp kenara koyduktan sonra yaka paçasını güzelce düzeltti. E ne de olsa kayın pederinin karşısına çıkacaktı, janti görünmekte fayda vardı.

"Geldin mi muhtar oğlum?" dedi Kemal Bey, kırdığı dizlerini aşağı salarak toparlandı. "Rengin biraz soluk gibi. Üşüttün galiba." diyerek Polat'a dün gece hakkında imada bulunma gereksinimi hissetti. Severdi böyle gönül işlerini, şakası da dertleşmesi de ayrı bir zevkliydi. Fakat şu anki niyeti muhtarı biraz köşeye sıkıştırmaktı.

Polat elini alnına ardından yanaklarına değdirdikten sonra, "Aslında iyi hissediyorum kendimi ama." diyebildi sadece. Her ne kadar rahatsız bir gece geçirse de şikayetlenmeyi hiç sevmezdi.

"Sen öyle diyorsan öyledir." dedi yaşlı adam hafifçe başını eğerek. "Geç otur hadi. Soframızda bulun. Zeliha'mın hamur işlerini yiyen her gün yemek ister. Ben yaşlandım artık eskisi kadar yiyemiyorum, vücuduma ağır geliyor ama sen genç adamsın."

Yaşlı adam aslında muhtarı biraz zorlamak istiyordu. Bu işe hemen razı olduğunu bilmesini istemiyordu ama kızından o kadar memnundu ki ister istemez sürekli Zeliha'yı övmek istiyordu. Haliyle bu durum muhtarın genç kıza olan iştahını da kabartıyordu.

Polat ilk önce Kemal Bey'in sofraya oturmasını beklese de yaşlı adam önce onun oturması için işarette bulununca diz kırıp güzelce kuruldu sofraya. Pişiler gerçekten de çok güzel görünüyordu ama çekingenliğinden elini uzatamıyordu bir türlü. Yaşlı adam en güzel kızarmış olanlarından bir tanesini muhtara uzatınca mahcup bir gülümseme ile kahvaltılarını yapmaya başladılar.

"E muhtar oğlum! Alıştın mı köye?" diyerek sessizliği bozdu Kemal Bey.

Ağzındaki lokmayı yutmadan başını sallayan Polat yutkunduktan sonra bir de sesli cevap vermek istedi. "Evet alıştım, Kemal amca. Zaten köylü çok iyi, alışmam uzun sürmedi." dediğinde Zeliha neredeyse kahkaha atacakken son anda elini ağzına kapattı.

Buradaki insanların kötülüğü kırk köy öteden bile bilinen bir şeydi.

"Yapma oğlum! Bu köydeki iyi insan sayısı on parmağı geçmez." diyerek alayla güldü Kemal Bey.

Muhtar da az önce kırdığı pottan dolayı biraz garip hissediyordu kendini ama hemen toparlandı. "Bazen tek bir insan hepsine bedel olabiliyor." dedi.

MuhtarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin