Selammm. Ben geldim. 🤗Bölüm niye bu kadar geç geldi demeyin şu birkaç ayda benim yaşadıklarımı biri yaşasa bırakıp gitmişti buraları. 🥹
Nasılsınız? Umarım hepiniz çok iyisinizdir. 😌
📌Biliyorsunuz ki Wattpad kapatıldığı için birçok okur burayı terk etti. O yüzden burayı terk etmeyen hala benimle olan canım okurlarım ne olur bol yorum yapmayı unutmayın. ❤️
🌼Keyifli okumalar🌼
***
Genç kadının ailesinin konağı basmasının üzerinden tam altı gün geçmişti. Evlilik kararlarının alındığı günden beri Selim ile Leyla bir araya gelmekten çekinmişlerdi. Aslında çekinen tek kişi Leyla'ydı. İlk gün konakta adeta bir komisyon kurulmuş gibi tüm aile üyeleri durumu değerlendirmişti. Yavuz Bey, genç kadının bu eve girdiği andan itibaren artık buradan ayrılamayacağını biliyordu. O yüzden hem kendi oğlunun hem de genç kadının itibarını korumak için evliliği bir çare olarak görmüştü. Firuzan Hanım'ın endişeleri olsa da Selim annesiyle konuşmuş, onu rahatlatmıştı. Bu evlilik onun için Leyla'yı kurtarmak ve kendine muhtaç hale getirmek için değildi. İçinde kadına karşı nahif duygular barındırıyordu. Bunu Leyla'ya öyle güzel şekilde dillendirmişti ki kadının ağzından girip burnundan çıkarak evliliğe ikna etmişti.
Beyaz gelinliğiyle bir zamanlar Selim'in olan ancak birkaç gündür işgal ettiği o yatakta oturuyordu Leyla. Birkaç saat sonra burada Selim ile mi uyuyacaktı yoksa bir başına mı? Yaralı bir kadın olmasına rağmen ve biraz da zoraki bir evlilik olmasına rağmen hissettiği bu heyecan da neyin nesiydi? Gelinliğinin açıkta bıraktığı beyaz gerdanına koydu elini. Güm güm atıyordu kalbi. Derin bir nefes verdiği sırada kapı çalındı ve gördüğü kadınla beraber yerinden ayaklandı.
"Peri gibi olmuşsun, Leyla."
Zeliha, genç kadını beyazlar içinde gördüğü an dudakları iki yana kıvrıldı. İnce, uzun ve zarif bir kadındı Leyla. Bukleler haline getirilmiş saçı iki yana ayrılarak geriye atılmış, aralarına boncuklar yerleştirilmişti. Yüzündeki mahcup gülümseme onu olduğundan çok daha güzel bir kadın haline getirmişti.
O gün köy karışınca Zeliha olan biteni öğrenmiş kocasıyla beraber Türkmen konağına gitmişti. Buraya geldiğinden beri bir kez olsun doğru düzgün konuşamadıkları arkadaşını kenara çekmiş, bu evliliğe ihtiyacı olmadığını, ona her türlü imkanı sağlayacağını söylemişti. Ancak Leyla hem kendi hem de Yavuz Bey ve ailesinin itibarını korumak için evlilikten vazgeçme fikrini bir an bile düşünmemişti.
"Olmuş muyum sahiden?"
"Çok güzel olmuşsun hem de." İki genç kadın gülen gözlerle birbirine bakarken saniyesinde ikisinin de gözleri dolmaya başladı. "Ah benim güzel arkadaşım!" diyerek arkadaşına uzun uzun sarıldı Zeliha. Kendisi kocasından yana bu kadar nasipliyken çocukluk arkadaşının bu kadar dert tasa içinde ömrünü geçirmiş olması yüreğini burkuyordu. Onun için en güzel duaları ediyordu her gece.
"Üzme kendini, Zeliha. Hamilesin sen."
Zeliha su berraklığındaki yeşil gözlerini kırpıştırdı. Arkadaşı akmaya ramak kalan göz kalemini sildi parmağının ucuyla. "Elimde değil ki. Tamam ağlamayacağım." deyince Leyla gülerek başını salladı.
"Yiğit Alp nerede?"
"Babasını bırakıp gelmedi benimle. Kapının önünde erkeklerle oturuyorlar. Adam oldu şimdiden. Girmiyor kadınların arasına." Leyla çok içten bir şekilde gülümseyince Zeliha kadını kolundan tutarak yatağa oturttu. "Leyla bak eminsin, değil mi? Selim iyidir, hoştur ama zaten yangın gibi bir evlilikten yeni kurtulmuşsun. Bu sorumluluğu kaldırabilecek misin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Muhtar
عاطفية"Yanında fazladan yazma taşısan iyi olur. Çünkü bir sonrakinde yazmayı başına takmak yerine ceketimin sol cebine koyacağım." *** Köy yaşantısına adımını attığı anda köylülerin cahilce fikirleri ve davranışları üzerinde devrim yapmak isteyen genç mu...