Selammm. Yine ben geldim. 🤩
Umarım çok iyisinizdir.
Sözü uzatmadan bölümle sizi yalnız bırakıyorum.
Bollll yorum yapmayı ve vote vermeyi lütfen unutmayın. Bunlar benim ilhamım oluyor ve yazmak için cesaretlendiriyor. ❤️
Keyifli okumalar 🌼
***
Zeliha elindeki çalı süpürgesiyle balkonu üstünkörü bir şekilde süpürürken bir yandan da kendi kendine söyleniyordu. Öyle ki muhtara anne ve babasını alıp gelmesini söylerken ki cesareti arkasını dönüp gittiğini an içinden ayrılmıştı. Her düşündüğünde başına ağrılar giriyor, heyecandan midesi kasılıyordu. Birkaç gündür de iştahı kalmamıştı zaten. Öğünleri birbirine bağlıyor, tek yemekle açlığını geçiştiriyordu.
Daha birkaç haftadır tanıdığı bir adama nasıl böyle sözler söylebilmişti, akıl sır erdiremiyordu. Evet, muhtarın kendisine olan ilgisi bariz bir şekildeydi. Bakışı, duruşu, tavrı ve en fenası da afili sözleri Zeliha'nın başını döndürüyordu.
"Çok fena bu muhtar, çok! Nasıl da kandırdı beni. Yok anam yok! Ben anladım, büyü yaptı bu bana." derken elindeki süpürgeyi duvarın köşesine dayayıp elini yüzünü yıkamak için çömeldi. O sırada aklına gelen düşünceyle avuç içindeki suyu yüzüne çarpmadan duraksadı. "Ya gelmezse? Hadi onu da geçtim ya ailesi gelmezse? O zaman yaş olur bu iş! Ailesiyle anlaşamazsam mutlu olamam ki ben."
Birden omuzları çöktü Zeliha'nın. Evlilikte ailelerin rızasına önem veren birisiydi. Babasından yana bir sıkıntı çıkacağını düşünmüyordu. Kemal Bey her daim aklı selim bir insandı ve işleri hep oluruna sürerdi. Muhtarın babasının ise mebus olduğunu duymuştu. Hem itibarlı hem de varlıklılardı. Cemiyetlerinde elbet ona uygun ailelerin kızlarını almak varken köy yerine mi kız görmeye geleceklerdi! Zeliha güzel olsa ne yazardı! Muhtar da fazlasıyla yakışıklıydı, yanlarına on tane Zeliha edecek birini elbet bulurlardı.
Bütün bu düşünceler Zeliha'nın beynini kemirirken babasının sesini duymasıyla oturduğu tabureden düşecek gibi oldu.
"Zeliha!"
"Efendim, baba. Geldim!" diyerek ayağa kalkan Zeliha balkonun aşağısında duran babasına yöneltti bakışlarını.
"Bir tepsi kömbe yap kızım. Yanına da dün yaptığın erik kompostosundan koy. İlçeden gelen görevlilerle beraber muhtar da çalışıyor. Ağızları kuru kalmasın bu sıcakta."
Zeliha'nın korkuluğu kavrayan elleri muhtar ismini duymasıyla beraber sıkılaşmıştı. Alt dudağını heyecanla ısırarak onayladı babasını.
"Tamam baba. Hazırlarım hemen."
"Osman arabasıyla götürecek bizi. İki saate kadar gelir. Ona göre hazırlan kızım."
Kemal Bey kızına arkasını döndüğü anda sinsi sinsi gülümsemeye başlamıştı bile. Muhtarın evlerine geldiği günden beri kızının başında esen kavak yellerinin elbette farkındaydı. Normalde olsa şu an kızını oralara kadar sürüklemezdi ancak muhtar ile daha sık bir araya gelmelerini istiyordu. O gün tanıdığı kadarıyla iyi birine benziyordu muhtar. Giyimi kuşamı, eli, yüzü temiz biriydi. Ahlakını öğrenmek zaman isterdi ama şu anda onu olumsuz düşüncelere itecek hiçbir davranış sergilememişti. Üstelik kendilerine birkaç ay yetecek kadar odun keserken yüzünün bir an olsun düşmemesi, bir gram böbürlenmemesi de ayrı bir hoşuna gitmişti. Gelirse kızının hakkından bir tek bu oğlan gelirdi. Belki de çoktan gelmişti, kim bilir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Muhtar
Lãng mạn"Yanında fazladan yazma taşısan iyi olur. Çünkü bir sonrakinde yazmayı başına takmak yerine ceketimin sol cebine koyacağım." *** Köy yaşantısına adımını attığı anda köylülerin cahilce fikirleri ve davranışları üzerinde devrim yapmak isteyen genç mu...