33. Bölüm

53.5K 3.7K 941
                                    

Selamlarrrr. Ben geldimmm🤗

1M olduk, çok ama çok mutluyum. Muhtar'ımızın bu yerlere geleceğini çok iyi biliyordum. Hepinize çok ama çok teşekkür ederim. 🎊🎉❤️

📍Not: Bu bölüm bolca yorum bekliyorum ona göre. Biliyorsunuz her birinizin yorumunu okurken çok mutlu oluyorum. 😍

🌼 Keyifli okumalar🌼

***

Hayatının bazı dönemlerinde baba evinden çıkmış olmanın burukluğu çökerdi insanın yüreğine. Kimileri daha doğmadan o eve çok görülürdü, kimileri ise doğduktan sonra. Kimileri başka bir şehre okumaya gittiğinde ayrılırdı baba evinden, kimileri ise bir adama yaren olup evlendiğinde.

O gün, Polat ile evlendikleri gün, üzerinde gelinliğiyle bir an bile olsa yaşamıştı bu korkuyu Zeliha. Çocukluğunu geçirdiği ev artık onun evi olamayacağı korkusunu her kadın gibi o da tatmıştı. Ancak babası onu bu evden dualar eşliğinde çıkardığında ardında bıraktığı evin her zaman ona ait olduğunu anlayınca içine akıttığı gözyaşları artık durmuştu.

Bir evin tek kızıydı, nazlı büyütülmüştü doğrusu. Seneler sonra anne ve babasının kucağına verildiğinden üzerine pek bir titrenirdi. Bezden yapılma bebeklerini bile paylaşacağı kardeşi yokken şimdi Polat ve kendisi için özel anlamı olan o yazmalarından birini Özlem'in başına takması alışık olmadığı duygularını ortaya sermişti.

Öne atıldığında Polat tarafından engellenmedi bile. "Sen ne yüzle geldin evime!" diye konuştuğunda adeta tıslar gibi çıkmıştı ses tonu. Samet'e çevirdi bakışlarını. "Siz ne yüzle geldiniz buraya!"

"Zeliha, sakin ol!" diyerek genç kadına doğru elini uzattı Samet. Uzanan elini havada kapıp canını acıtırcasına sıktı Polat. Ardından geriye doğru savurdu adamı.

Zeliha radarına Özlem'i soktuğunda tüm hıncını gözlerinden yansıtıyor olacaktı ki karşısında duran kızın bakışları titrekti. Elindeki çay tepsisini kenara koyuşunu hayretler içerisinde izledi. Hadi ama, Özlem'di bu. Yedi köyü birbirine katar, sonra geçip uzaktan izlerdi. Acımasızdı, gönül kırmışlığı da çoktu, gönül yakmışlığı da.

Kocasına döndü Zeliha. Alaylı bir kahkaha döküldü dudaklarının arasından. "Bir de yazmamı takmış, Polat! İnanabiliyor musun? Benim evime gelmiş, eşyalarıma dokunmuş, üstelik bir de beni kendi evime davet ediyor! Ne yüzsüzsün kızım sen!" Bir hışımla kızın sarı saçlarını da biraz yolarak yazmasını çekti aldı başından.

"Ah! Ne yapıyorsun be!" diyerek saçlarının dibine masaj yapmaya başladı Özlem. Normalde olsa bir an durmaz aynı şekilde karşılık verirdi Zeliha'ya ama kocasının ilk günlerden tepkisini almak istemiyordu. "Evlilik yaramamış sana. Hala yobazsın!"

"Yobazım ama yüzsüz değilim! Kızım senin yüzünden benim kocam iki gün karakolda kaldı be!" diyerek tekrar kızın saçına yapıştığında Polat bilerek müdahale etmiyordu. Ne edecekti sanki! Onların yüzünden haksız yere suçlanmıştı. Hatta içlerinin yağı eridi. Bir kez daha aşık oldu güzeller güzeli karısına. Ne de güzel yoluyordu kadının saçını. Fakat pek de yaman bir şeydi. Beli, bilekleri, parmakları inceydi ama ne de güzel hakkından geliyordu. 'Deliler kuvvetli olurmuş.' diye geçirdi içinden. 'Bunda da var biraz delilik ama olsun, köpeği olurum ben bu delinin!' 

Samet, Zeliha'yı belinden kavrayacağı anda Polat kıvrılan dudaklarını düzeltti ve sert bir şekilde engelledi onu. Adamın sırtı duvarla buluştuğunda ağzından belli belirsiz bir inilti döküldü.

MuhtarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin