18. Bölüm

76.4K 4.6K 1.1K
                                    

Selamlarrrr. Ben geldim. 🤗

Hadi hemen okumaya geçin. Her zamanki gibi bollll yorum yapmayı ve vote vermeyi unutmayın. ❤️

Keyifli okumalar 🌼

***

Beyninin bir taraflarında ona durmasını söyleyen son irade kırıntısını da Zeliha'nın sözleriyle kaybetti Polat.

"Öp artık beni!"

Dışarıdaki güneşli havanın aksine salonun karanlık havası ikisini de saklamak istercesine her dakika daha da siyaha bürünüyordu. Belki de Polat'ın hissettiği bu duygular gözüne bir perde indirdiği için ona öyle geliyordu. Buğulu buğulu bakıyor, Zeliha'nın yüzünü tam seçemiyordu. Yine de genç kızın beyaz gerdanına doğru bastırdı dudaklarını. Ensesinde hissettiği sıcaklığın aynısını kızın boynunda da hissediyordu. Çenesinin havaya doğru kalkmasıyla kendisi de dudaklarını araladı ve kulak hizasından başlayıp köprücük kemiğine kadar yavaş yavaş aşağı indi. Zeliha'nın saçlarından gelen kokunun her an başını daha fazla döndürmesi esasında öpmesi gereken yer dudakları olması gerekirken neden boynuna gömüldüğünü açıkça belli ediyordu. 

Teninde gezinen dudaklar ile Zeliha'nın bacaklarından can çekilmişti sanki. Çok güçsüzdü, kendini Polat'a doğru bıraktı. Belindeki eller onu öyle bir kuvvetle sıkıyordu ki geriye doğru yay gibi gerilmişti. Polat'ın dudaklarının dolandığı tarafa doğru boynunu bastırınca öbür tarafı açığa çıkmıştı ve genç adam bu kez oraya doğru gömüldü. 

"Polat..." diyerek ağzından bir yakarış çıktı Zeliha'nın. Hissettirdiği duygular öylesine dolu doluydu ki ensesinden kavrayıp kendine daha fazla bastırdı adamı. Şimdilik ileri gitmesini istiyordu, nasıl olsa bir yerde durdururdu.  Fakat öyle olmadı. 

Muhtar dudaklarını kıpırdatmadan sadece kızın boynuna bastırırken, ıslak öpüşlerin son bulduğunu hissettiğinde kapattığı gözlerini araladı Zeliha. Yay gibi gergin duran bedeni dikleşirken Polat da geriye doğru çekti kendisini. 

"Neden durdun?" 

Polat dağılmış olan yüz ifadesini toparlamaya çalışırcasına ellerini yüzüne doğru götürüp kaşına gözüne çeki düzen verdi. Zeliha'nın hevesi kırılmış olan gözlerini görünce dayanamayıp kızın iki yanağını da kavradı ve direkt olarak göz bebeklerine odaklandı. "Seni buradan eve götürdüğümde Kemal amcanın yüzüne bakamayacak şeyler yapmak istemiyorum." 

Buraya gelirken babası aklında değildi Zeliha'nın. Heveskar hayalleri zamanı ve mekanı unutturmuştu ona. Ama şimdi böyle bir anda babasının ismini duymasıyla tüm arzusu sönüp gitmişti. Utandı kendinden birden. Polat'a değil ama kendine kızdı. Nasıl bir anda bu kadar baştan çıkabildiğine inanamıyordu. Yüzü düştü. 

"Alnından öpmeden bu kadar ileri gitmek istemiyorum, Zeliha." dedi kadife gibi çıkan sesiyle. Oldukça şefkatli bakan gözlerine karşılık daha fazla yerin dibine gömüldü genç kız. "Sakın kendini kötü hissetme. Sana demiştim ateş ve barutuz diye. Ama nikaha kadar irademizi koruyamazsak son günlerimizi heyecan ile değil büyüklerimize bakarken mahcup bir ifade ile geçireceğiz. İkimizi de zor durumda bırakmak istemiyorum." deyip Zeliha'nın alnına bastırdı dudaklarını. "Eve gidip babanı gördüğün ilk anda boynunu bükmeni istemiyorum. Tamam mı güzelim?" 

Zeliha dudaklarını birbirine bastırırken dolu dolu olan gözleriyle muhtara bakarak başını salladı yukarı aşağı. Ağlamaklı olmasının sebebi yarım kalmışlıktan değildi ya da az önceki arsız hallerine de değildi. Sadece Polat'ın konuşmaları içini burkmuştu işte. Kendisine dik dik bakan gözlere daha fazla dayanamayarak göz temaslarını kesince Polat tekrar yanağını tutup kendine doğru çekti kızı. 

MuhtarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin