Selamlarrr! Ben geldim. 🤗
Geçen bölümde Nazlı'ya bayağı bir saydıran okurlarım olmuş. Nazlı'nın karakterini tam olarak belirtmediğim için anlayabiliyorum sizi. ❤️
Sadece şu ana kadar anlattıklarımdan şunu bilmeniz gerekli ki, Nazlı ürkek, çekingen biri değil aksine fazlasıyla hırçın. Osman'ın da daha önceden başından bir evlilik geçtiğini bilmediği için kendi kendine hırslanıyor.
Garip ama Nazlı'mız böyle arkadaşlar. Bakalım bu şekilde Osman'ın dikkatini çekebilecek mi?
Keyifli okumalar. 🌼
***
Yolsuzluk yaptığınıza dair iddialar var." dediğinde Haşim Bey'in celallenen suratını görünce gözü seğirdi. "Köylülerden şahitler de var. Sizi götürmek için geldik, Polat Bey."
'İyilikten maraz doğar.' demiş atalarımız. Kadir kıymet bilmeyene yapılan en ufak iyilik şüphesiz ki ayağınıza takılıp düşmenize sebep olan bir taş olurdu. Köyün halkının da durumu buydu işte.
Polat'ın göreve başladığı birkaç ayda bile yaptığı hizmetler herkesin ağzının sularını akıtmıştı. Şehre giden yolların onarılması, her gün kasabadaki okula inmekte güçlük çeken çocukların altına araç tahsis edilmesi, hastalarla ilgilenecek bir doktorun bile bulunmadığı sağlık ocağına üç doktor birden getirtmesi, esnafın ticaret hayatını düzenleyecek ve onların olası mağduriyetlerini giderecek kurallar getirmesinin karşılığı demek ki yolsuzlukla suçlanmak olacaktı.
Üstelik devletten aldığı üç kuruş maaşını da yine köylüye harcayan muhtara bu gerçekten çok acı bir tecrübe olacaktı.
"Ne demek ziyaret edemem! Bırak kolumu ya!"
"Zeliha! İki gün daha burada misafir edeceğiz Polat Bey'i. O zamana kadar göremezsin."
Zeliha koluna girmek isteyen jandarmayı omuzuyla iteklerken ne kadar aciz olduğunu umursamadan tüm kuvvetiyle yapıyordu bunu. Zaten Polat'tan önceki hayatından alışıktı böyle şeylere. "Ya zaten iki gündür burada! Bir kez bile göstermediniz. Bunu yapmaya hakkınız var mı!"
Komutan kızarıp bozaran yüzünü elleriyle ovalarken başına aldığı belanın ne zaman ayaklarına dolanacağını çok merak ediyordu. Oğlunun isteği üzerine Haşim Bey tarafından fazla sıkıştırılmıyordu ama o hiddetli yüzü aklına her geldiğinde fenalıklar geçiriyordu. Oysa muhtar bu köye ilk geldiğinde ondan yana ne kadar umutluydu. Ne güzel bağlantılarını kullanıp siyasete atılma fikirleri vardı ama şimdi hepsi hayalde kalmıştı. Elbette kendince işini yapıyordu fakat böyle bir durumda inisiyatif alıp en azından ailesiyle görüştürebilirdi ama yapmamayı tercih etmişti.
Öyleyse Zeliha'nın cazgırlığından nasibini almaktan kaçamazdı.
"Zeliha işimizi zorlaştırma! Zor kullandırma bize. Soruşturma süreci bitene kadar Polat Bey'i bırakamayız."
Polat, köy halkının gözünde babasının konumu kullanıp karakoldan elini kolunu sallayarak çıkan bir adam olarak anılmamak için Haşim Bey'in elini kolunu bağlamıştı. Bu zamana kadar ki yaptığı tüm hizmetlerin kayıt tutulduğu evraklar incelenirse zaten buradan çıkacağına emindi. Soy ismini kullanıp buradan çıkarsa daha fazla insanın fitnesini kazanacağından endişe duyuyordu.
Zeliha bir hışımla çekti aldı kolunu jandarmadan. "Siz var ya! Polat'ın ahını iki cihanda da veremeyeceksiniz! Her zaman böyle işgüzar biriydiniz zaten! Yazıklar olsun size!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Muhtar
Storie d'amore"Yanında fazladan yazma taşısan iyi olur. Çünkü bir sonrakinde yazmayı başına takmak yerine ceketimin sol cebine koyacağım." *** Köy yaşantısına adımını attığı anda köylülerin cahilce fikirleri ve davranışları üzerinde devrim yapmak isteyen genç mu...