Selammmm. Ben geldim. 🤩Daha çok başlarda olmamıza rağmen şimdiden çok güzel tepkiler verdiniz ve bu benim yazma şevkimi arttırıyor. Lütfen yorumlarınıza devam edin.
Sizi çok seviyorum. 🌼
Oy vermeyi unutmayalım aşklar❤️
***
Kadınlar yemeklerin başında hayret dolu bakışlarla birbirlerine kaş göz işaretinde bulunurlarken hepsinin gözleri ışıldıyordu. Köy yerinde böylesine bir olaya ilk defa şahit olmuşlardı. Yaşamları boyunca şahit oldukları düğünlerin hepsinin sıralaması aynıydı. Kadınlar yemekleri pişirdikten sonra dağıtır bir de üstüne ortalığı toplar temizlerlerdi. Erkekler ise davul ve zurnaya kendilerini kaptırır, meydanın ortasında tepinir dururlardı. Genç muhtarın söylediklerini akılları bir türlü kabul etmiyordu.
"Helal olsun şu muhtara! Erkeklerin suratlarına bakın nasıl da düştü öyle!"
Zeliha gözlerini muhtardan çekemiyordu ki diğer erkeklere bakabilsin. Muhtarın da bakışları bu yöndeydi ancak kendisine mi bakıyor yoksa kazanların başında duran kadınlara mı bakıyor bir türlü ayırt edemiyordu. Özellikle tam tepesinde asılı duran ampulün ışığı gözünü alıyor, arada bir çaktırmadan yana doğru kayarak emin olmaya çalışıyordu.
Tam o vakitte muhtarın bu tarafa doğru yöneldiğini gördü. Beyaz gömleğinin kolunu yavaş yavaş yukarı katlarken başı önüne eğikti. Kısa bir an bakışlarını kaş üstünden Zeliha'ya yönelttiğinde onun da kendisine baktığını görür görmez tebessüm etmemek için içten yanaklarını ısırdı.
Zeliha kendisine doğru büyük adımlarla gelen muhtarın uzun boyu ve biraz heybetli vücudundan gözlerini çeker çekmez elindeki tahta kaşığı bırakıp geri çekilmek istedi. Nedendir bilinmez içinde devamlı olarak artan bu heyecanın stresini yaşamaktansa orayı terk etmek istedi.
"Zeliha, nereye?" dedi yanında duran Emine teyze.
Zeliha terleyen avuç içlerini fistanına sürdü ve aceleyle geri çekilmeye devam etti. O sırada muhtarın da adımları duraksadı. Uzaktan kızı seyretmeye devam etti.
"Benden bu kadar Emine teyze. Gerisini siz halledersiniz."
"Olur mu kızım? Olmaz öyle şey. Geç bakayım şunun başına. Tut kaşığını. Şu yemek faslı bitsin oynayacağız daha."
Zeliha eline zorla tutturulan kaşığı kavrar kavramaz muhtar yeniden hareketlendi. Köyün erkekleri fırsat bu fırsat Zeliha'nın kazanının başına üşüştükleri vakit hepsinin omuzlarına dokunarak onları diğer kazanlara yönlendirdi. Aslında başta niyeti yemek dağıtmaktı ancak bu şekilde kızın başına çullanmaları asabını bozmuştu. Şimdiki niyeti ise Zeliha'nın elindeki tabağa konan eti kazanın başından ayrılmadan sırasıyla yanındaki erkeğe teslim etmekti.
Gerçekteki niyeti ise Zeliha ile iki hasbihal edebilmekti.
"Kolay gelsin!" diyerek ilk konuşmayı başlattı muhtar. Zeliha safir mavisi gözlerini kazana dikmişti ve özellikle karşısındaki adama bakmamak için büyük çaba gösteriyordu.
"Sağ ol." diyebildi sadece. İçindeki heyecana karşın sesi oldukça düz bir şekilde çıkmıştı.
Muhtar elindeki tabağı yanındaki erkeğe uzattığı sırada çocuğun bakışlarının Zeliha'da olduğunu fark etti. 'Ulan yanlış iş yaptın, Polat. Kurt sürülerinin hepsini meydana çıkardın.' diyerek kendine yüklendi içten içe. Yirmilerinin başında olan gence koluyla hafiften vurdu ve göz göze gelir gelmez çocuğa önüne dönmesi için kaş göz işaretinde bulundu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Muhtar
Romansa"Yanında fazladan yazma taşısan iyi olur. Çünkü bir sonrakinde yazmayı başına takmak yerine ceketimin sol cebine koyacağım." *** Köy yaşantısına adımını attığı anda köylülerin cahilce fikirleri ve davranışları üzerinde devrim yapmak isteyen genç mu...