48. Bölüm

38.5K 3K 979
                                        

Selammmm. Ben geldim. Umarım hepiniz çok iyisinizdir. 😍

📍Canlarım tez çalışmam için yaptığım anket sayısına hala ulaşamadım. Kitabımı yeni okumaya başlayan arkadaşlarım bana ulaşabilirler. Yaklaşık 100 kişi falan kaldı. Ankete katılma şartları 18 yaş ve üzeri çalışan kişi olmak. Anket 5 dakika sürüyor. Şartları karşılıyor iseniz lütfen yazarınızı kırmayın.

📍Bu bölüm üç çiftimizi de kapsamaktadır. Çok güzel bir bölüm oldu. Bolll yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın.

🌼Keyifli okumalar. 🌼

***

"Zeliha hazır mısın bebeğim?"

Genç kadın kocasının sesiyle elindeki allığı kenara koydu. Vazgeçti sürmeyecekti. Gözünün altına çektiği sürme ve hafiften dudaklarına dokundurduğu ruju yeterdi. Zaten hamileliğinden dolayı cildi gerilmiş, yanakları daha da dolgunlaşmıştı. Apayrı bir ışıltı gelmişti yüzüne.

"Hazırım sevgilim." dedi oturduğu sandalyeden kalkarken. Elini karnına götürdü refleks olarak. Neredeyse üç aylık olmuştu bebekleri. Karnındaki çıkıntıyı ister istemez sarıp sarmalamak istiyordu. Kapının eşiğinden siyahlar içerisinde giren kocasını görünce çapkın bakışlar atmadan yapamadı. Aynı şekilde Polat ona öyle bakmaya başlayınca fırsat bu fırsat ilişti kocasına. Bir elini omuzuna koyup diğer elini göğsünde dolandırırken saçlarından bir tutam geriye bırakıldı. Uzanabildiği kadarıyla Polat'ın saçlarına doğru el atacağı sırada genç adam kendini geri çekti.

"Bozma güzelim. Zar zor yaptım."

Zeliha incecik kaşlarını çattı. Durur mu tam tersine daha da bozdu kocasının façasını. "Bu kadar kusursuz olma. Biraz bozalım." Her ne kadar kendisi fark etmese de Polat tarafından çok rahat fark ediliyordu. Hamilelikle beraber iyice kıskançlıkları tutmaya başlamıştı karısının.

"Güzelim bırak." diyen Polat bir yandan kene gibi yapışan karısını uzaklaştırmaya çalışıyordu.

"Olmaz." dedi Zeliha. "Sen bu köyün kızlarını hala öğrenemedin galiba Polat." Zeliha'nın sesi içli içli çıkmıştı. Hamilelik gerçekten ayarlarını bozmuştu kadıncağızın.

"Köyün kızları geldiğimden beri aynı Zeliha'm. Hamilelik iyice duygusallaştırdı seni."

Zeliha elini kocasının beyaz gömleğine attı. Ardından siyah ceketine. "Damat gibi olmuşsun Polat. Değiş üzerini, he?" Çocuk gibi bir masumluk vardı Zeliha'nın yüzünde. Girdiği bu halden kendisinin de hoşnut olmadığı çok belliydi ama engel olamıyordu.

Polat çarpık bir gülüşle süzdü karısını. Ankara'dan aldığı zümrüt yeşili elbisesinin gözleriyle uyumu hayran bıraktıracak cinstendi. Karısının dolgunlaşan yanaklarını avucunun içine aldı. "Bu benim her zamanki halim biliyorsun değil mi bir tanem? Dün gece de sorduğun soruları beğenmedim zaten. Yok ölürsen bir daha evlenir miymişim, yok sakat kalsan seni terk eder miymişim, yok yüzün yansa seni bırakıp başka birini alır mıymışım... Nasıl sorular bunlar gülden güzel Zeliha'm?"

Zeliha'nın boncuk gözleri buğulaştığında alt dudağının titrediğini gördü kocası. "Elimde değil, Polat'ım. Daha şimdiden kilo aldım. Sense böyle çakı gibi duruyorsun karşımda. Göğsün sert, omuzların geniş, bacakların sütun gibi. Bir de benimkilere bak. Üç aylıkken ben böyleysem sekiz aylıkken ne yapacağım?"

"Her gece o dolgun memelerini ağzıma alınca nasıl kendimden geçtiğimi bilmiyorsun sanki." dedi Polat fısıltıya. "Kilo aldı dediğin bacaklarının arasına girerken beni nasıl vahşi bir adama dönüştürdüğünü de mi bilmiyorsun? İstersen..." dedi Polat karısının elbisesini sıyırmaya çalışarak. "Hemen hatırlatabilirim. Seninle sevişmek gideceğimiz düğünden on bin kat daha değerli."

MuhtarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin