21. Bölüm

91.7K 4.4K 2.1K
                                    

Selamlarrr. Ben geldim. 🙈

Uzun bir bölüm olacak. Önce birkaç uyarı yapmak istiyorum. ⚠️

1.) Bölümün bir kısmından sonrası cinsellik içeriyor. Okumak istemeyenler, "Aman yazarım çok ayıp, şöyle, böyle..." diyenler direkt bu bölümü es geçsinler. 🔞

2.) Soluksuz okumayın heee. Genelde cinsel sahnelerde fazla yorum yapılmıyor. Yoruma boğun beni. Bildirimleri çökertin. 💪🏻

Hadi okumaya geçin.

🔥Ateşli okumalar... 🔥

***

Sanki bir gece öncesinde vücudunun her tarafını iyice keselememiş gibi özenle yıkadı kendini Zeliha. Beline kadar uzanan ve ıslandığından daha da uzun görünen siyah saçları bedeninin her yerini örterken karnının alt tarafları heyecanla kasılıyordu. Elindeki sabunlanmış keseyi boynundan başlayıp göğsüne doğru ilerletirken özellikle göğüs bölgesinde fazlasıyla dolandırmıştı. Biraz sonra muhtar ile yaşayacağı dakikaları düşünmek ona hiç iyi gelmiyordu şu anda. Ayaklarına varana kadar sabunlandıktan sonra kazanın içindeki ılıttığı sudan bir maşrapa dolusu alıp başından aşağı döktüğünde kafasını yukarı doğru kaldırdı.

Bunu yaparken dudakları aralanmıştı ve heyecanı ona kesik kesik nefesler aldırıyordu. Arada bir banyonun kapısına göz atıyordu. Ya şimdi bu halde, çırılçıplakken muhtar içeri girseydi?

Böylesine aciz bir haldeyken ona direnebilir miydi?

Cevap kesinlikle hayırdı.

Sözlenmelerinden itibaren düğün gecesine kadar geçen vakitte birbirlerine yaptıkları o yürek hoplatan imalar şu anlık çok yabancıydı kendilerine. İkisi de birbirine açıkça söyleyemeseler de gerek gözleriyle gerekse üstü kapalı sözlerle birbirlerini arzuladıklarını söylemişlerdi.

Öyleyse herkes konağı terk ettiğinde neden ikisi de dut yemiş bülbüle dönmüşlerdi?

İçlerinde yanan ateş kendilerini bile eritirken bu sıcaklıktan birbirlerini nasıl korumuşlardı? Akıl alır gibi değildi.

Şöyle bir baştan aşağı süzdü Zeliha kendini. Bu zamana kadar kendi bedenini hiç görmemiş gibi muhtarın gözünden görüyormuşçasına izledi çıplak vücudunu. Sağ elini boynuna değdirdi. Yumuşaktı. Ardından göğüslerine indi. Bembeyaz teni suyun sıcaklığından kıpkırmızı olmuştu ama sorun değildi. Beş on dakika sonra kendine gelirdi.

Sağ elinin işaret parmağını göğüs ucunda gezdirdi, saniyesinde dikleşmişti. Muhtarın kızıla çalan dudaklarının buralarda gezdiğini düşününce aklını kaybetti bir an. Sevdi bedenini, her yanını özenle okşadı. Çünkü bu gece ilk defa kendisinden başka birinin elleri gezecekti vücudunda.

Abdestini aldı güzelce, yatsının peşine şükür namazı kılacaktı. Aklındaki düşünceleri kovmaya çalıştı. Muhtarı düşünmek bile ıslanmasına yeterliyken abdestinin tehlikeye girmesini hiç istemezdi.

Kenarda asılı duran beyaz havlusunu bedenine dolayıp banyo kapısını açtığında Polat'ı etrafta göremedi. Kıyafetlerini yanına almamıştı çünkü banyodan çıktığı gibi odasına gitmeyi düşünmüştü.

"Polat!" diye seslendi boşluğa doğru.

Tam o esnada özellikle kendisine duyurulmak istenen cümleyi işitti. "Allah-u Ekber." Ses salondan geliyordu. Polat, Zeliha'dan önce banyoya girmiş şimdi de namazına durmuştu.

MuhtarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin