13- Villa

63 29 153
                                    

Abisinin evine vardıkları anda, Şenol dışarı çıktı ve vakit kaybetmeden Burçak'ı arabadan indirdi. O sırada Buray kapı zilini çoktan çalmıştı bile. Hizmetçi dışarı çıktığında elinde bir bavulla hazır bekliyordu. Endişeli gözlerle Şenol'a baktı ama saniyeler sonra gözlerini ondan kaçırdı. Birol kadına neler söylediyse, oldukça korkmuş olduğu tavırlarından anlaşılabiliyordu. Tek kelime etmeden dışarı çıktı ve hızlı adımlarla ilerlemeye başladı.

Diğerleri evden içeri girerken, Aras yan taraftaki çınar ağacına bakmaya devam etti. Artık tüm yapraklar ona doğru uzanıyordu. Sanki kendisine dokunmaya çalışıyor gibiydi. Aras hipnotize olmuşçasına ağaca yaklaştı ve tüm dikkatini ona vererek söyleyeceklerini duymaya çalıştı. Öyle bir konsantre olmuştu ki, Burçak kendisini yavaşça çağırdığında onu duymadı bile.

Şenol her şeyin farkındaydı. Havadaki durgunluk, Aras'taki değişiklik, Burçak'ın hiç olmadığı kadar sakin olması... Bunların hepsinin nedenini çok iyi hatırlıyordu. Kızı Aras'a yavaşça seslenmeye çalışırken, onun yanına geçti ve "İçeri girdiğin anda alt kata koş.'' diye fısıldadı kulağına. ''Amcanların hamamına gir ve suyu açıp bekle.''

Ne ile karşılaşacaklarını çok iyi anlamıştı Şenol. İnsanları çok iyi tanıyordu. Hele ki Cem'in olduğu zamanlarda herkesin nasıl değiştiğini, birbirlerinin arkasından nasıl kuyular kazdıklarını çok iyi görmüştü. Abisine güveniyordu. Daha doğrusu onun ne kadar korktuğunu tahmin ettiğinden, hiçbir şeye karışmayacağını düşünüyordu. Ama az önce göz göze geldiği o hizmetçi kadın... O kadında bir tuhaflık vardı.

Şenol her şeye hazırlıklıydı. Özellikle abisinin evine gelmek istemesinin nedeni de buydu. Ecel ve yanında getirdiği o varlıklara karşı güçlü olabileceği bir yerdi abisinin evi. İlçedeki oteller de dahil hiçbir meskende Termal'in kaplıca suyu yoktu. Başka bir bölümden çıkan, Termal'dekine göre daha yüzeyel olan bir yer altı sıcak suyu bağlıydı her eve. Tek bir ev hariç... Birol Varan'ın villası... Termal tesislerinin kaplıca suyunu evine bağlatmıştı abisi ve bunun böyle olduğunu, köyde sadece kendisi ve kardeşi biliyordu.

Şenol, abisinin yıllar önce böyle bir düzenbazlık yaptığını anladığında çok şaşırmıştı ama sebebini bir türlü anlayamamıştı. Kendi köylerinden çıkan su, evlerde daha sıcak akıyordu. Termal'den gelen ise borularda ilerlerken ılıklaşıyordu ama Birol yine de onu istemişti. Tüm tanıdıklarını araya koyarak, kendi evini Gökçedere'nin en özel evi haline getirmişti. İşi bilenler açısından görgüsüzlükten başka bir şey değildi ama Birol, bunu neden böylesine çok istediğini kendisine bile açıklayamıyordu. Ta ki o güne kadar. Şenol, abisinin evi aklına geldiği anda hatırlamıştı bu detayı ve Ecel ile yanındakilerden kaçmanın başka bir yolu olmadığını çok iyi biliyordu. Kızı nereye giderse gitsin onu bulacaklardı ve yavaş yavaş aklına girerek, onu intihara sürükleyeceklerdi.

''Sakın soru sorma. Dediğimi yap.'' dedi Şenol, Burçak'ı omuzlarından tutarak. Genç kız Aras'a dönmek istedi ama babası buna izin vermedi. Kızını iterek eve soktu. Kendisi de içeri girdi. Buray'a susması için işaret yaptıktan sonra, yukarı katları dolaşmasını söyledi ona. Burçak alt kata inerken kızının arkasından gitti ve önlerine çıkabilecek en ufak engel için hazır olda bekledi.

O sırada Aras çınar ağacının önüne kadar gelmişti. Gövdesinin etrafındaki toprak kıpırdamaya başlamıştı. Aras önce ayakkabılarını sonra da çoraplarını hızla çıkararak toprağa bastı, ardından üzerindeki tişörtten kurtulup ağaca sarıldı. Saniyeler içerisinde kendisini bir karanlığın içinde buldu. Bedenini, sanki toprağın içinde hareket ediyormuş gibi hissediyordu. Hızla ilerliyor ve toprak altında belli bir bölgeye gidiyordu. Yüzlerce ölmüş insana ait donuk enerjilerin beklediği bir alana... Mezarlığa...

Cem'in OğluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin