Başı dönüyordu Ethem'in. Eskisinden çok farklı bir histi bu. Sanki dünya ayaklarının altında kayıyordu ve Ethem sabit duramıyordu. Hastalığı ile alakası yoktu. Bir tür sarhoşluk olabilirdi bu sadece. Evet, kesinlikle sarhoştu ve hepsini güç yapıyordu. Onu kaplamıştı ve onunla beraber her yere akıyordu. Dünyanın en ücra köşesine kadar yayılıyor, sonra tekrar aynı noktaya geri dönüyordu. Yüzlerce farklı koldan, yüzlerce farklı rota oluşturarak, canlıların bulunduğu her yere nüfuz ediyordu.
Yere çömelmek istedi Ethem. Ellerini hareket ettirmek istedi ama bedeni ona direndi. Güç her yerindeydi. Bedenini o oluşturuyordu ve Ethem onu kontrol edemiyordu. Onunla bütünleşmek zorundaydı. Kendi isteklerini sanki ona aitmiş gibi göstermeliydi. Ecel nasıl başardıysa, kendisi de başarmalıydı ve bunu en kısa zamanda yapmalıydı.
Başını bile oynatmadan tüm çevresine bakındı. Sadece gücü hareket ettirmesi yeterli olacaktı istediği şeyi görebilmesi için ama o bunu aklından geçirdiği anda, ihtiyacı olan şey gerçekleşmişti bile. Güç, o neye ihtiyaç duyarsa sağlamaya hazırdı. Kontrolü ona bırakmıyordu ama her ihtiyacını karşılamak için hazır olda bekliyordu. Ethem ne görmek istiyorsa, gözlerinin önüne seriyordu.
Aras, Burçak ve Ayhan... Gücü kullanabilen diğer üç kişi... Onlara dikkat etmek zorundaydı Ethem. Yaptıklarını öğrenmeleri an meselesi olmalıydı. Pişman değildi. Sonsuza kadar bu şekilde kalabilmek için ne yapması gerekiyorsa yapmaya hazırdı ama önce sahip olduğu güç ile yaşamayı öğrenmeliydi. Güç, gelecek darbelere karşı onu zayıf bırakmıştı. Yerinden bile oynayamıyorken, Aras ve Burçak ile baş edebilmesi olanaksızdı. Görüşünde başardığı gibi diğer her koşulda da güç ile bir olmalıydı. Onunla beraber yürümeli, onunla beraber nefes almalıydı. Gücü kullanmadığı bir an bile olmamalıydı. Onu serbest bırakmak zorundaydı, sonsuza kadar yaşamak için güç ne istiyorsa, onu yapmalıydı.
Sakinleşebilmek için derin nefesler aldı ve yavaşça geri verdi. O sırada, Ethem'in aklında sadece birkaç şey vardı. Herkesi, her şeyi kontrol etmek istiyordu. Karşısına çıkan görüntüleri es geçerek en yakınına bakmak istedi ve aynı saniyede güç, isteğini yerine getirdi. Şenol'un cesedi birkaç metre ilerideydi ama Ethem, ona doğru gidemiyordu. Bir şeyler yapması gerektiğini biliyordu. Aras ve Burçak'ın kozadan çıkmak üzere olduklarını görmüştü. Onların enerjisini de hissedebiliyordu. İstedikleri şey tam olarak gerçekleşmemişti ama zaman kazanmışlardı. Burçak hayattaydı. Bebek henüz doğmamıştı ama annesini yavaş yavaş yok etmeye hazırlanıyordu. Aras ve Burçak, daha korunaklı bir yerde, belki de başkalarından yardım alarak, bebeği engellemeye kaldıkları yerden devam etmek isteyeceklerdi. Tabii Şenol'un cesedini görmezlerse...
Ethem gözlerini kapadı ve güce emanet etti kendisini. Orada kalacak olursa, Aras ve Burçak ile karşılaşacaktı ve muhtemelen her şey mahvolacaktı. Babasının öldüğünü gören Burçak'ın sakin kalmasına ve mantıklı davranmasına imkan yoktu. Burçak'ı her şeyden korumak isteyecek olan Aras'ın ise, en zayıf hali bile tehlikeliydi. Kendisine ne olacağını umursamadan gücü çekebilir ve henüz birbirlerine tam olarak alışamamış olan güç ile Ethem'i sonsuza dek birbirlerinden ayırabilirdi.
Hayır buna izin veremezdi! Güç onundu! Güç oydu!
Evet Aras tehlikeliydi! Kendi varlığı için en büyük tehdit oydu ama onu öldürmek çare olamazdı. Eğer o ölürse, güç oğluna geçerdi ve Ethem'in o bebekle hiçbir bağı yoktı. Aras sadece gitmeliydi. Burçak ve bebeği geride bırakarak, o köyden defolup gitmek zorundaydı. Ya da önce bebek sonra o ölmeliydi. Bunu sağlayabilmek için gerekirse bir şekilde bebekten kurtulacaktı Ethem. Belki de Burçak'a saldıracaktı ama o bebek doğmadan önce, Aras'ı köyden çıkaracaktı. Gücün bebeğe geçmesine izin veremezdi. Burçak'ın sağlıklı bir doğum yapmasına engel olmalıydı. İşte bu yüzden, kaçmak zorundaydı Ethem. En azından sonsuz kudretin yarattığı sarhoşluk son bulana kadar saklanmalıydı. Aras ve Burçak'ın onu bulacağı ama gücünü de rahatlıkla sergileyebileceği bir yerde olmalıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cem'in Oğlu
Mistero / ThrillerKimsenin bilmediği bir tarihte Artık köy olmayan bir ilçede Kimsenin hatırlamadığı bir adam öldü. Yıllar sonra ise oğlu geri döndü. İntikam ya da hesap sormak değildi isteği. Tek bir dileği vardı; Öğrenmek... Babası kimdi? Nasıl biriydi? Ve onu öldü...