Araba yerden havalanırken, yolun ilerisinden onlarca soluğun koştuğunu gördüler. Tıpkı tahmin ettiği gibi olmuştu Aras'ın. Diğerleri yardıma geliyordu. Solukların sayısı hızla artıyordu. Ecel ve Ömür'ün ortaklardan haberi vardı. Peki kendileri neredeydi? Neden onlar da saldırmıyordu?
"Planın var mı?" diye sordu Kaan endişeyle. Kuşların uçurduğu arabayı göz ucuyla kontrol ederken, kendilerine yaklaşan solukları izliyordu. Aras'ın düşünceli hali hiç hoşuna gitmemişti. Ters bir şeyler olmalıydı.
"Arkadaşlarının yanına gidelim." dedi Aras ve Kaan'ın bir şey söylemesine izin vermeden koşmaya başladı. "Araba görüş alanımızdan çıktıktan sonra, her on beş saniyede bir onları kontrol etmeyi unutma sakın."
Kaan bir süre daha gökyüzündeki arabayı izledikten sonra Aras'ı takip etti. Ellerinden geldiği kadar hızlı bir şekilde barajın kenarında yükselen bayır yolu çıktılar. Siyah bir arabanın çevresindeki solukları gördüklerinde Aras, oranın neresi olduğunu hatırladı. Burçak ile ilk karşılaştıkları yerdi. Arabayı baraja doğru sürdüğü, genç kadının çitleri kırarak ölüme ilerlediği tepeydi.
"Rahat bırakın onları!" Kaan öfkeyle arkadaşlarının bulunduğu arabanın camlarını kırmaya çalışan soluklara baktı. Çoğu çıplak elleriyle vuruyordu. Bir kısmında yerde buldukları irice taşlar vardı ama sanki her darbede kendi elleri de acıyordu ve bu yüzden istedikleri kadar sert vuramıyorlardı.
Ön koltukta bulunan Sezgin ve Can, avazları çıktığı kadar bağırarak yardım istemeye başladılar ama solukların gürültüsünden seslerini duyuramadılar. Kaan, arkadaşlarının dehşet içerisinde onun arkasını gösterdiğini fark edince hızla döndü ve onlarca soluğun birkaç adım gerisinde olduğunu fark etti. Bayır yukarı koştukları için yorulmuş görünüyorlardı ama saniyeler içerisinde onlara ulaşacaklardı.
"Git ve bir yerden kesici alet bul." dedi Aras aniden. Önce üzerindeki tişörtü ardından da pantolonunu çıkardı. Sadece baksırla kaldığı anda derin bir nefes aldı ve gözlerini çıplak ayaklarının altındaki bitkilere çevirdi. Onları rahatlıkla hissedebiliyordu. Onların aracılığı ile de tüm köye yayılan bitki örtüsüyle iletişim kuruyordu. Kendisine yardım etmeleri ve etrafını çevreleyenlerden bir an önce arındırmalarını rica ediyordu.
Ayak parmaklarının arasından uzayan bitkileri görünce gülümsedi Aras ve "Bıçak gibi bir şey bul." diye tekrarladı Kaan'a göz ucuyla bakarak.
Kaan ne olduğunu anlamıyordu ama kendisine söyleneni yaptı. Gözlerini kapadı, gücü kullandı ve diğerlerine göre sadece bir saniye süren bir zamanda tüm köyü gezerek kesici olduğundan şüphe ettiği paslı bir bıçak buldu.
Aras'ın boynundan aşağısı saniyeler içerisinde tamamen sarmaşıklarla kaplandı ve aniden üzerinden çıkan onlarca filiz, soluklara ve Kaan'a doğru uzadı. Aras, bedenini sarmalayan bitki giderek gürleşirken Kaan'a baktı ve "Sakın kaçma onlardan. Bırak sarsınlar seni." dedi. "Kollarını saracakları sırada ise gücü kullan ve kes onları. Kimin düşman, kimin dost olduğunu bilemez sarmaşıklar. Etrafımdaki herkesi hareketsiz hale getirene kadar saracaklar. Kaçarsan daha çok hızlanırlar. Hareketsiz beklersen, oldukları yerde gürleşirler."
Kaan Aras'ın dediği gibi hareketsizce beklerken, arabanın içindeki arkadaşlarına baktı. Ne kadar şaşkın olduklarını görebiliyordu. Soluklar artık arabaya saldırmayı bırakmış, sarmaşık kollarından kaçmaya çalışıyorlardı ama başaramıyorlardı. Atilla ve abisi Can, Sezgin, Okan, Fatih... Gördükleri şeyler karşısında donup kalmışlardı. Bir saniye öncesine kadar kendilerine saldıran insanlara anlam veremezken, şimdi de Kaan ve Aras'ın yaptıklarına inanamıyorlardı. Garip davranan köy halkından kurtulmuşlardı ama yine de kendilerini güvende hissedemiyorlardı. Daha önce hiç görmedikleri canlılıktaki bir sarmaşık bitkisi, arabanın içine ulaşmıştı. Ufak filizler havalandırma deliklerinden uzayarak sanki onları bulmaya çalışıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cem'in Oğlu
Mystery / ThrillerKimsenin bilmediği bir tarihte Artık köy olmayan bir ilçede Kimsenin hatırlamadığı bir adam öldü. Yıllar sonra ise oğlu geri döndü. İntikam ya da hesap sormak değildi isteği. Tek bir dileği vardı; Öğrenmek... Babası kimdi? Nasıl biriydi? Ve onu öldü...