Ecel ve Ömür'ü metrelerce uzakta seçebiliyordu Ethem. İkisi de şaşkındı. Ayaklarının altı yıkılmış binalara ait molozlarla doluydu. Her yerde ağaçlardan kopmuş parçalar vardı. Büyük bir felaketten çıkmış gibi görünüyorlardı. Ethem'in merkezinde bulunduğu büyükçe bir alan yerle bir olmuştu. Çevredeki yapılardan ve ağaçlardan kopan her parça, birbirine karışmış gibi gözüküyordu.
"Atilla." diye düşündü Ethem yavaşça. O yapmış olmalıydı. Yarattığı illüzyonun içinde Ethem'le, gerçek dünyada da Ecel ve Ömür ile savaşmıştı. Hem kendi gücünü hem de Fatih'inkini çılgınlığın zirvesinde kullanmıştı. Zirveyi aştığı anda da...
Aniden kendisine doğru koşan ölü askerleri fark edince, düşüncelerinden sıyrıldı Ethem ve gardını aldı. İçindeki her üç gücü de hissedebiliyordu ama onları kullanmaya çekiniyordu. Atilla'nın başına gelenlerin kendisine de olmasını korkuyordu. Ayrıca... Diğerlerinin... Ayhan ve Okan'ın bunu bilmelerini istemiyordu. Saklandıkları yerden her şeyi gördüklerine emindi ve onları da korkutmak istemiyordu. Atilla ve Fatih'e ait olan güçleri kullanabildiğini görürlerse, farklı şeyler düşünebilirlerdi. Ethem'in asla olmasını istemediği düşüncelerdi bunlar. O yüzden çaresizce beklemeye karar verdi.
Ölü askerlerden birinin elindeki demir sırtına inince, acı ile haykırarak yere düştü Ethem. Sıradaki darbeyi beklerken ölü asker hızla toprağın içine çekildi. "Onlar." diye geçirdi içinden tekrar. Ayhan ve Okan kendisine yardım ediyorlardı. Tam da istediği ve beklediği gibi...
Yerden kalkmadan etrafı inceledi. Ölü askerler ona ulaşamadan etkisiz hale geliyorlardı ama Ecel de hiç vakit kaybetmeden, askerlerini tekrar Ethem'in üzerine yönlendiriyordu. Oldukça öfkeliydi Ecel. Ethem'e doğru ilerlemeye çalışıyordu ama ayağını bastığı yerde yakalandığı tuzaklar yüzünden, istediği kadar hızlı ilerleyemiyordu. "Ömür!" diye haykırdı en son takıldığı engel yüzünden düşecekken. Çileden çıkmış gibiydi. Eski halinden eser yoktu. O kendine güvenen, her şeyi yapabileceğine inanan alaylı bakışlar gitmiş yerine endişeli bir hâl gelmişti. Öfkeyle Ömür ve adamlarının olduğu alana bakıyordu ve onlardan bir cevap bekliyordu.
Ömür ise hiç hareket etmiyordu. Bakışlarını tamamen Ethem'in üzerinde yoğunlaştırmıştı. Ondan bir saniye bile ayırmıyordu gözlerini. Fedaileri de Ömür'ü izliyorlardı ve o bir şey söylemeden saldırıya geçmiyorlardı.
"Bir yerlerde başka ortaklar var!" diye bağırdı tekrar Ecel. "Şu tuzaklardan kurtarın beni!"
Fedailerin hepsi Ömür'e döndü. Ayhan ve Okan'ın nerede olabileceklerini az çok tahmin ediyorlardı ama harekete geçmek için efendilerinin iznini bekliyorlardı. Ömür ise hâlâ Ethem'e bakıyordu. Komiser de artık ondan gözlerini çekmiyordu. Ölü askerler kendisine yaklaşamadığı için yavaşça ayağa kalkmıştı ve karşısındaki garip kadının neden o şekilde davrandığını çözmeye çalışıyordu. Korkmuş olabilir miydi? Sanmıyordu. Ondaki gücü sezmiş olmalıydı. Tıpkı Ecel gibi.. Yine de onun gibi davranmıyordu. Ecel kendisini yok etmek için gelmeye çalışıyordu ama Ömür, sadece izliyordu. Sanki kimin kazanacağını merak eder gibi bir hali vardı.
Ethem elinde olmadan gülümsedi. Aklından geçen düşünceler, içindeki güçleri harekete geçirmişti. Her üçü de çıkış yolunu bularak etrafa savrulmak istiyordu. Yakıp yıkmak, Ecel'in sonunu getirebilmek için tüm sınırlarını zorlamak... Fırtına ile tüm köyü onun başına yıkmak, en korkunç hayallerini ona musallat etmek ve ölümün kıyısına getirene kadar beyin hücrelerini patlatmak... Sınırlarını aşmak istiyorlardı. Ethem'den taşarak, kendi özlerini yakalamak...
"Onu öldüremem." diye mırıldandı Ethem kendi kendine. "Kendi ölümüme de neden olurum." İçinde yükselen güçleri serbest bıraktı ama onlara hiçbir hedef göstermedi. Coşkunluklarını paylaşmadı ve her ne kadar zevk alsa da, onların etkisine girmedi. Güç ise sınırsız enerjisini kullanmak için her saniye Ethem'i zorladı ama Komiser ona karşılık vermedi. Güç, coşkusunu arttırabilmek için Ethem'e ihtiyaç duyuyordu. Onu tamamen etki altına almadığı sürece bunu başaramıyordu ve Komiser de ona istediğini vermemeye kararlıydı. Ölemezdi. Önünde sınırsız fırsatlar açabilecekken, bunlardan vazgeçemezdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cem'in Oğlu
Mystery / ThrillerKimsenin bilmediği bir tarihte Artık köy olmayan bir ilçede Kimsenin hatırlamadığı bir adam öldü. Yıllar sonra ise oğlu geri döndü. İntikam ya da hesap sormak değildi isteği. Tek bir dileği vardı; Öğrenmek... Babası kimdi? Nasıl biriydi? Ve onu öldü...