"Siz arabayla merkeze gidin." dedi Şenol Burçak'a bakarak. "Kaan güç kullanırken sizler yakınında olmazsanız çok daha iyi olur. Abimle beraber yedi kişisiniz. Sen arabayı kullan kızım, sizler de sıkışın." Sırayla karşısındaki gençlere baktı. Hepsi tehlike altındaydı. Korktuklarının farkındaydı Şenol ama yeterince korkmadıklarını düşünüyordu. Gücün verdiği cesaret kolay kolay kaybolmazdı ve onlar da kısa süre önce cesaretin doruk noktalarına kadar tırmanmışlardı. "Kendinize dikkat edin." dedi hepsi ile tek tek göz göze gelerek.
Ethem Komiser, Burçak'a polis merkezine ait anahtarları verip neler yapmaları gerektiğini anlatırken, diğerleri Birol'un cesedini arabaya taşıdılar. Ayhan ön koltuğa geçti ve diğerleri de arka koltuğa sıkışarak Birol'un cesedini kucaklarına aldılar.
"Dikkat edin." dedi Şenol, kızı arabanın kontağını çevirirken. "Sakın gücü kullanmayın."
"H-ha-z-z-zır mı-mı-mı-s-s-sı-sı nız?" diye sordu Kaan, gözlerini kapatıp güce uzanmadan önce.
"Bir dakika." dedi Ethem. Şenol ve Aras'a döndü. "Şimdi Kaan bize, özellikle bana dokunacak. Ama sen, benim Ayhan'a dokunmama şiddetle karşı çıkmıştın." Dikkatle Şenol'u izledi. Onun bir şeyler hatırladığını ama bunu kimseyle paylaşmadığını düşünüyordu. "Neden öyle bir şey yaptın?"
"Çünkü çılgınlık bulaşıcı." dedi Şenol kısaca.
"Nasıl yani?"
"Ayhan'a dokunduğun anda, sen de onun haline dönerdin."
"Muhtemelen ölürdüm." Ethem kaşlarını kaldırmış, merakla alacağı yanıtı bekliyordu.
Şenol gözlerini kaçırdı. Bu sorunun cevabını bilmiyordu ve asla öğrenmek de istemiyordu. Kaan'a baktı ve "Önce eldivenleri mi alacaksın?" diye sordu.
Kaan gözlerini kapamadan önce başını 'evet' anlamında salladı ve bir saniyeliğine Aras ile göz göze gelip onun onayını aldıktan sonra, ellerinde dört adet su tabancası ile bembeyaz deri eldivenler belirdi.
'Diğerleri için de polis merkezinin önüne bıraktım.'
Aslında sesini herkese duyurmak istiyordu Kaan ama kekemeliğinin, gücü her kullandığında daha çok arttığının farkındaydı. Kimseyi, özellikle Şenol'u endişelendirmek istemiyordu.
"Harikasın. Çok iyi yapmışsın." dedi Aras. Şenol'un kendisine baktığını fark edince, Kaan'ın gözlerinden duyduğu cümleyi tekrarladı.
Komiser Ethem hipnotize olmuş gibi Kaan'a bakıyordu. Ellerindeki oyuncakların ortaya çıkması için gözlerini bir kere kapatıp açması yetmişti genç adamın. Güç onun için diğerleri kadar tehlikeli değil gibiydi. Ona istediği gibi uzanıyor, istediği kadar onu kullanabiliyordu. "Eğer hiç durmazsan ne olur sence?" diye sordu kendine hakim olamayarak.
"N-n-na-na-nas-nasıl y-y-ya-ya-yan-i?"
"Sürekli gücü kullansan diyorum. Dünyadaki herkes hareketsiz dururken, sen sonsuza kadar yaşar mısın sence?"
"Tam anlamıyla durmuyor kimse." diye karşılık verdi Aras. Kaan'ın bu soruyu cevaplayamayacağını biliyordu çünkü denemeden asla bilemezdi. Ama Aras biliyordu. Kaan güce ulaştığı anda onun hissettiği her şeyi ondan daha iyi anlıyordu. Gücünün ne olduğunu, hangi sınırlara kadar erişebileceğini çok iyi biliyordu. "Kaan kendisi hariç herkes için zamanı yavaşlatıyor bir bakıma." dedi.
"Peki gücünü başka yönlerde de kullanabilir mi?" diye araya girdi Ethem. Aras'ın cevap vermeden dikkatle kendisine baktığını fark edince gözleri ile konuşmaya devam etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cem'in Oğlu
Misterio / SuspensoKimsenin bilmediği bir tarihte Artık köy olmayan bir ilçede Kimsenin hatırlamadığı bir adam öldü. Yıllar sonra ise oğlu geri döndü. İntikam ya da hesap sormak değildi isteği. Tek bir dileği vardı; Öğrenmek... Babası kimdi? Nasıl biriydi? Ve onu öldü...