48- Saklanma

28 6 65
                                    

Fatih'e ait olan gücün hızla Atilla'ya aktığını görebiliyordu Ayhan. Bunun nasıl bir his olabileceğini hayal dahi edemiyordu. Şimdiye kadar hissettiği hazdan binlerce kat fazla olmalıydı. İçten içe ona ulaşmak, gerekirse daha fazlasına sahip olmak istiyordu ama Okan'ın aklından sürekli geçen düşünceler yüzünden duraksıyordu.

"Öldü! Öldürdü onu! Fatih öldü! Atilla Fatih'i öldürdü! Öldürdü onu! Allah kahretsin! Öldü! Fatih! Öldü!" Okan, bağıra çağıra etrafında hareket ederken, Ayhan'ın elinden de kurtulmaya çalışıyordu ama arkadaşı onu asla bırakmıyordu. Çaresizdi Okan. Hem başlarına gelenlerden korkuyordu hem de Ayhan'ın daha önce dediği gibi, sadece kendi gücüyle kalmaktan çekiniyordu. Atilla tamamen kafayı yemişti. Onlara da saldırmaya çalışıyordu ama Ayhan ile birlikte hayali insanlarını geri püskürtüyorlardı. Onlarca hayal yok etmişlerdi ama yine de rahatlayamamışlardı. Her tarafları onlarla kaplıydı.

"Komiseri de öldürecek!" diye bağırdı Ayhan. Onu orada bırakmışlardı. Atilla'nın hemen yanında.

Okan bakışlarını Ethem'in olduğu tarafa çevirdi. Hayali insanlardan başka hiçbir şey göremedi. Ortalarına aldıkları Ethem Komiser'e öfkeyle tekme atıyorlardı. Başına, karnına, kollarına, bacaklarına, neresine denk getirirlerse vuruyorlardı. Okan dikkatle hayal insanların bacaklarına baktı. Ayhan'ın gücü ile kendisininkini birleştirdi ve karşısındaki hayali bacakları hızla kırmaya başladı.

Atilla tiz bir çığlık atarak Ayhan ve Okan'a doğru koştu. Artık tüm dikkatini onların üzerine yoğunlaştırmıştı. Ne Ecel'i ne de Ömür'ü umursamıyordu. En büyük düşmanlarının Ayhan ve Okan olduğuna inanıyordu. Hayali insanlarını o ikisinin üzerine daha atik bir şekilde göndererek dikkatlerini dağıttı ve kısa sürede onlara ulaştı.

Atilla zaman kaybetmeden ikisinin karşısına geçti ve kollarını hızla kaldırıp parmaklarını onların göz hizasında hareket ettirmeye başladı. Havadan oluşan renkli ışıltılar birkaç saniye parlayıp yok oldular ama Atilla, her defasında yenilerini oluşturmaya devam etti.

"Görüyor musun?" diye sordu Ayhan zihninde.

"Gücü etrafımızı sarıyor." diye karşılık verdi Okan.

"Onu öldürmek zorundayız." dedi Ayhan.

"Hayır! Hayır! Başka bir yolu olmalı!" diyerek karşı çıktı Okan.

"Fatih'e yaptığının aynısını bize de yapmaya çalışıyor!"

"Bizden güçlü değil! Güçlerimizi birleştirmeyi bırakmazsak..."

"Bizi ayırmanın bir yolunu bulacaktır!"

Okan daha fazla dayanamayarak tüm kuvvetiyle bağırdı. "Onu öldürmene asla izin vermeyeceğim Ayhan!" Bunu yapamazlardı. Onlar, çocukluklarından beri arkadaşlardı. Atilla en kötü günlerinde hep yanlarında olmuştu. Arkadaşlarından asla vazgeçmemişti. Onları korumak için defalarca kendi hastalığını bahane etmişti. Onu yüz üstü bırakamazlardı. Bunu asla yapmayacaktı Okan!

Atilla simsiyah suratını Okan'a çevirdi ve gülümsedi. Diş etlerinden sızan kanlar, tüm dişlerini kırmızıya boyamıştı. Artık eski haline hiçbir şekilde benzemiyordu. Ne görünüş olarak ne de hissiyat olarak... Arkadaşlarından nefret ediyor, onlardan bir an önce kurtulması gerektiğini düşünüyordu. Aynı şeyleri onların da düşündüğünü anlayınca, elinde olmadan gülmeye başladı. İkisi de zavallıydı. Sınırlı güçleri ile ona karşı gelmeye çalışıyorlardı. Atilla ise sınırı çoktan aşmıştı. Parmaklarını daha hızlı oynatmaya başladı ve havada oluşturduğu renkli ışık çakmalarından adeta bir gökkuşağı meydana getirdi. Gücü tamamen serbest bırakmıştı. Kendisine ait olanı alması için onu arkadaşlarının üzerine doğru yönlendirmişti.

Cem'in OğluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin